ERZURUM'UN YEMEK ÇEŞİTLERİ
Herle Aşı: Bir miktar un tereyağında iyice kavrulur, üzerine bir miktar su konur ve devamlı karıştırılır. 15–20 dakika kaynatılır ve sıcak sıcak içilir. Bu çorba bilhassa kış aylarında yapılır. Hastalara herle çorbası içirilerek terletilir ve şifaya kavuşmaları sağlanır.
Su Böreği : Anadolu'nun muhtelif yerlerinde pişirilen bu böreği Erzurum'da yufkası ince ve kalınlığı az olarak yapılır. İçerisine Civil Peynir ve Maydanoz konulur. İnce ve özenli bir şekilde açılmış yufkalar önce kaynar suda haşlanır daha sonra soğuk su ile yıkanarak tepsiye serilir ve her yufkanın arasına erimiş tereyağı serpilir.
Tatar Böreği: Hamur iyice yoğrulduktan sonra yufka açılır. Yufkalar börek yufkası gibi değil biraz kalındır. Açılan yufkalar parçalara bölünür. Bu parçalar üçgen şeklinde küçük küçük parçalara ayrılır. Kaynayan suya atılır, haşlanır. Suyu süzüldükten sonra tepsiye alınır, üzerine bol sarımsaklı yoğurt ve kızgın tereyağı dökülür. Bunun üzerine zevke göre, ya kavrulmuş kıyma veya küçük küçük doğranmış ve tereyağında pembeleşinceye kadar kavrulmuş soğan dökülür. sıcak olarak yenir.
Hıngel: Yurdumuzun her yöresinde mantı olarak bilinmekte ve yenilmektedir. Erzurum'da Hıngel (mantı) sulu ve susuz olarak iki şekilde pişirilmektedir.
A-Susuz Hıngel: Hamur iyice hasıllanır. Yufka şeklinde açılır, kesilir içine evvelce hazırlanmış kıyma konur. Yarım daire veya bohça şeklinde kapatılır. Kaynamakta olan suyun içine atılır ve haşlanır. Piştikten sonra suyu süzülür. Geniş bir tepsiye alınır. Üzerine sarımsaklı bol yoğurt ve kızdırılmış tereyağı dökülerek yenir.
B-Sulu Hıngel: Hazırlanışı aynen susuz hıngel gibidir. Haşlama suyu dökülmez, bol salça ve bir miktar tereyağı konur. Suyu ile birlikte tepsiye dökülür. Üzerine sarımsaklı yoğurt, kızdırılmış tereyağı ve salça dökülerek servis yapılır.
Ekşili Dolma : Üzüm yapraklarına karışımlı et sarılan bu dolmanın etine biraz Ekşi Pestil katılarak doldurulur. Ekşili Dolma, diğer dolmalara nazaran uzun ve büyükçe olduğundan İri Dolma diye de anılır.
Kesme Çorbası : Evde hazırlanan hamurdan hazırlanan yufkalar erişte biçiminde kesilir. Fındık büyüklüğünde hazırlanan köfte, mercimek, soğarıç ve tarkın karışımı ile pişirilir.
Ayran Aşı : Bazı yörelerde Yayla Çorbası denen bu çorbaya Erzurum'da Ayran aşı denilir. Yoğurt çırpılır ve su eklenerek ayran haline getirilir. Daha sonra denler haşlanır. Hazırlanan ayrana biraz un katılır. Ayran biraz haşlanan denelerle karıştırılarak orta ateşte olmak üzere ocağa konulur. Bu karışıma hazırlanan ufak köfteler eklenir ve karışım kaynamaya çıkıncaya kadar yavaş yavaş karıştırılır. Karışım Kaynamaya çıktıktan sonra bir müddet daha kaynatılır. Daha sonra tereyağı aşotu ve diğer istenen baharatların karışımından olşan anık karışıma katılır bundan sonra ayran aşımız hazır hele gelir...
Çiriş :İlkbaharda dağlarda yetişen yabani bir bitkidir. Yörede sebze yerine kullanılır. Genellikle ıspanakla yapılan yemekler gibi hazırlanır. Parça et veya kavurma etle pişirilebilir.
Çeç Pancarı : yörede Pancarın yeşil saplarına çeç adı verilir. buda sebze olarak kullanılır. Çiriş Gibi parça etle pişirilebilir.
Çortuti Pancarı : Bu yemek için gerek turşuya vurulmuş şalgam gerekse taze şalgam kullanılabilir. Şalgamlar erişte biçiminde ince ince kıyıldıktan sonra yağda kavrulur ve kavrulmuş kıyma ile pişirilir. Yalnız bu yemek salçasız hazırlanmalıdır.
Şalgam Dolması : Şalgam, yaprak halinde dilimlenir ve arasına etten hazırlanmış dolmalık karışım konarak pişirilir.
Çaşır : Çaşır, çiriş gibi dağlarda yetişen buruk bur tadı olan yabani bir bitkidir. Çaşır yenildiği gibi, patates haşlamasıyla karıştırılıp tereyağında kavrularak da yenir. Bunun dışında çaşır haşlanır, haşlanan çaşır un ve yumurtaya batırılarak yağda kızartılır, buna çaşır kızartması denir. Erzurumlu yılda en az bir defa çaşır yer. Şifalı olduğuna inanılır.
Borani: Patatesin her türlü yemeği yapılır. Boranide bunlardan biridir. Patates haşlanır, kabukları soyulur ve bir tepsiye doğranır. Üzerine bol sarımsaklı yoğurt ve kızdırılmış tereyağı dökülür, sıcak olarak yenir.
Yumurta Pilavı : Yumurta pilavının hamuru hazırlanırken içine yumurta katılır. hamur yoğrulduktan sonra erişte gibi kesilir, makarna gibi haşlanır ve üzerine tereyağı dökülerek yenilir.
Kadayıf Dolması : Kadayıfın içerisine dövülmüş ceviz içi konularak dolma gibi sarılır.Sonra yumurtaya batırılarak yağda kızartılır. Kızartılan kadayıf dolması önceden hazırlanmış şerbete atılır daha sonra şerbetten çıkarılarak yenir.
12 Aralık 2008 Cuma
ERZURUM'UN TARİHİ GEÇMİŞİ
Erzurum’un geçmişi M.Ö. 4000 yıllarına tarihlenmektedir. Karaz, Pulur, Güzelova ve Soshöyük’te yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular Erzurum ve çevresinin çok eski ve önemli yerleşim yeri olduğunu ortaya koymuştur. Tarihin en eski devirlerinden itibaren değişik kavim ve milletlerin hakimiyetine giren Erzurum, kültür varlıkları açısından zengin bir geçmişe sahiptir. Hurriler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Araplar, İranlılar, Sasaniler, Romalılar ve Bizanslılar dönemimini yaşayan Erzurum, 5. Yüzyıldan 10. Yüzyılın sonuna kadar, Bizanslılar, Romalılar ve Araplar arasında birkaç kez el değiştirmiştir. Bu dönemlere ait, Erzurum ve çevresinde çok sayıda kale, kilise, manastır topluluğu, kaya mezarlığı, arkeolojik sitler yapı kalıntıları bulunmaktadır. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Bizans Hakimiyeti’ne son verilerek, şehir Alparslan’ın akıncı arkadaşlarından Saltuk Bey’in yönetimine verilmiştir. Böylece Türk çağının başladığı Erzurum’da sırası ile Saltukoğulları, Selçuklular ve İlhanlılar döneminde bir taraftan şehirde imar faaliyetleri devam ederken, diğer taraftan inşa edilen cami, medrese, kümbet ve köprülerle Erzurum bir kültür ve sanat kenti haline gelmiştir. Oğuz soyunun aydınlığını bugüne taşıyan, Anadolu’nun en eski Üniversitelerinden Yakutiye ve Çifte Minareli Medrese, 12-14 yy. da Erzurum’da Türk Mimarlık kültürünün ne kadar canlı ve kuvvetli olduğunu göstermektedir. 1514 Yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan Erzurum’un esaslı bir biçimde imari Kanuni döneminde yapılmıştır. Devrinin birer sosyal ve kültürel kurumu olan zaviyeler, tekkeler ve medreselerin yanı sıra çok sayıda cami, han, hamam ,çeşme ve köprü inşa edilmiştir. Siyasi istikrarın sağlanmasına bağlı olarak gelişen refah, nüfus artışını da beraberinde getirmiştir. 16. yy. dan itibaren şehrin, surların dışına taşması ile birlikte, yeni camiler inşa edilmiş, yapılan bu camilerin çevresinde mahalleler teşekkül etmiştir. Erzurum’un eski mahalleleri isimlerini camilerden almaktadır.Camileri, medreseleri, kümbetleri, türbeleri, hanları, hamamları, çeşmeleri, köprüleri ve tabyaları ile Erzurum, Selçuklu ve Osmanlı şehirlerinin güzel bir örneğini teşkil etmektedir. Kale, Ulu Cami, Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese, Lala Mustafa Paşa Camii ve Rüstem Paşa Bedesteni şehrin merkezi yapıları arasında yer almaktadır. Saltuklu, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerine ait tarihi eserleriyle oldukça zengin bir mimarlık kültürüne sahip olan Erzurum, yüzlerce yılın imbiğinden süzülerek günümüze ulaşan ve bugün de canlı bir biçimde yaşayan halk türküleri, halk oyunları, el sanatları, yemekleri, gelenek ve görenekleriyle de zengin bir kültür mirasına sahiptir.Doğu Anadolu’nun yüksek yaylası olan Erzurum binlerce yıl önce parlayıp sönen eski medeniyetlerin bir kavşak yeri olduğu gibi, insanlık tarihinde, en eski çağlardan beri eşine az rastlanılan medeniyetlere sahip olmuştur. Erzurum yaylası ile merkezi şehir ve ulu kalesinin tarihte tanınmış şu beş adı taşıdığı görülmüştür. 1- Karanitis/ Karanitide/ Garin/ Karin-Kalak-Karun( Yunan, Bizans, Roma kaynaklarında, Ermeni ve Gürcü tarihlerinde),2- Theodosiopolis ( Bizans dönemi ),3- Kali- Kala (k), ( Kali/Han Şehri İslam kaynaklarında ),4- Arzan/ Arzen/Artze ( şimdiki “ Karaarz/ karaz” yerinde) (Selçuklu Fethi sırasında),5- Erzen- Rum/ Erzen-ir-rüm ve Erzurum ( Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu, Osmanlı döneminde),Erzurum ve çevresi özellikle Kalkolitik ve eski Tunç çağından itibaren yoğun iskana ve siyasi olaylara tanık olmuştur. Bunun sebebi en eski çağlardan beri önemli ticari ve askeri yolların kavşak noktasında yer alması, zengin akarsu ağını bünyesinde bulundurması ve doğal savunma zeminine sahip olmasıdır. Çevredeki sert iklim şartlarına rağmen dağ silsileleri ve akarsu boylarındaki verimli ovalar, tarıma ve bilhassa hayvancılığa uygun bir ortam oluşturmuştur.Anadolu’ya yönelik Türk akınları ve bilhassa Doğu Anadolu ile Kafkasya ‘ da yurt tutma çabaları islamiyetten çok daha eski tarihlere inmektedir. M.Ö. VII. YY.da Kafkasya, Azerbaycan ve Doğu Anadolu Saka Türkleri ( İskitler ) ile Persler arasında paylaşılamayan bir ülke olduğu görülür.M.Ö. IV. Binde köklü bir kültürün orijin bölgesini oluşturan Erzurum ve çevresine Hurriler, Hayasalılar ve Urartu Krallıkları sırasıyla hakim olmuşlar, muhtemelen Hititler, Kimmerler ve İskitler de (Saka Türkleri) kısa bir süre kalmışlardı.395-398 yılları arasında cereyan eden Hun Türklerinin, Doğu Anadolu, Erzurum ve Fırat vadisine yönelik fetihleri tarihte Anadolu’ya ilk akınları olması açısından önemlidir. Bizans İmparatorluğu (Doğu Roma-395-1453) devrinde İran’dan Sasanilerin Doğu Anadolu’ ya saldırıları neticesi Theodosiopolis (Erzurum) 502 yılında Sasanilerin işgaline maruz kalmış, ancak 531 yılında tekrar ele geçirilmiştir. Çünkü strateji ve ticari siyaset bakımından çok önemli bir bölge olan Erzurum’a sahip olmak Bizans için her zamankinden büyük önem taşıyordu. Bizanslılar Erzurum’da su kemerleri, Kale’yi, Büyük Kilise’yi yaptırmış , Erzurum’u yeni baştan imar ettirmiştir.Halife Osman zamanında (651) Habib B. Mesleme komutasındaki İslam Ordusu Doğu Aanadolu topraklarını ele geçirmiştir ancak uzun süre Erzurum’da hakim olamamıştır. Halife Mansur zamanında 756 yılında Kalikala’yı (Erzurum) fethetmiştir. Ancak, Bizans İmparatoru tekrar işgal etmiştir. 3. Abbasi halifesi El-Mehdi zamanında Ermeniyye valisi olan Yezid, 799 yılında Kaikala’dan çıkarak, Bizans’a sefer düzenlenmiştir. Erzurum, Müslüman arapların eline geçtikten sonra Hıristiyan ahalinin bir kısmı şehirden uzaklaştı. Erzurum’a yerleşen arap kumandanları burasını Bizans’a karşı bir gana üssü haline getirdiler. 949 yılında Bizanslıların Kalikala’yı (Erzurum) yeniden işgal ettikleri, surlarını yıktıkları görülmüştür.Müslümanların elinden çıkan Teodosipolis (Erzurum) Bizans İmparatorluğu’nun themalarından birinin merkezi olmuş ve doğudan gelecek islam akıncılarına karşı, yeniden tahkim edilmiştir. 26 Ağustos 1071 Malazgirt Savaşı ile Alp Arslan’ın kesin zaferi sonucu Bizansın son seddi de yıkıldı. Türkmenlerin Türkleştirme ve yeni bir vatan haline getirme idealinde Erzurum bir hareket noktasıydı. Alparslan, Erzurum ve havalisini Saltuk beyliğine vermiştir. Saltuklular Erzurum Bölgesine Türklük vasfını kazandırmıştır. Saltuklular bölgede Anadolu’nun kapılarını korumakta ve Türkistan’dan gelen Türk göç yollarını açık tutmakta idiler.Anadolu’nun manen zayıf olduğu bir dönemi fırsat bilen ve Alaeddin Keyhubad’ın ölümünden ( 1237 ) Türk hudutlarını yoklayan Moğollar Ermeni ve Gürcülerden sonra Erzurum’u ele geçirerek halkını kılıçtan kırmış yağma, tahrip edip, ganimet ve sirlerle dönmüşlerdir. Selçuklu ordusu, 1243 yılında Kösedağ bozgununa uğrayınca Anadolu Selçuklu topraklarında Moğol hakimiyeti başlamıştır.Anadolu Selçuklu Devleti 1308’de tarih sahnesinden çekilmiştir. Zaten Erzurum ve çevresi Selçuklu yönetiminde olmasına rağmen İran ve Azerbaycan’da Moğolların yerini almış olan İlhanlı Hükümdarları tarafından yönetilmiştir. İlhanlılar zamanında Erzurum kültürel, siyasi, ticari ve sosyal hayatta büyük bir gelişme kaydetmiştir. Bu döneminin en önemli eseri Yakutiye Medresesi’ dir.İlhanlıların yıkılışı üzerine meydana gelen karışıklıklar sonrası Erzurum ve çevresi Sutay Noyan’ın oğlu Emirhan Togay tarafından ele geçirildi. Hacı Togay’ın oğlu Emir Hasan Erzurum-Tebriz yolu üzerinde Pasin ovasına hakim tepe üzerinde sıcak su kaynaklarına yakın, Avnik, Micingerol, Horosan ve Erzurum yollarını kontrol eden bu kaleye “Hasankale” denilmiştir.Çobanların hakimiyeti (Emir Çoban’ın torunu Şeyh Hasan 1340’da Erzurum’a geldi.) esnasında kalan en önemli Mimari anıt Çoban Köprüsü’dür. 1336-1432 yılları arasında Erzurum’da Eratnalılar ve Celayirlilerin hakimiyeti görülmüştür.Yıldırım Beyazıt’ın çağdaşı olan Timur Karakoyunlu Türkmenlerinin ülkesini istila etmiş, nihayet Erzurum’u almıştır. Timur; Avnik Kalesi, Hasankale’yi ele geçirmişti. Timur; 1400’de ve 1402’de Anadolu’ya girerken, yine Erzurum’dan geçmiştir.Karakoyunlu İskender (1402-1438) ile Akkoyunluların savaşı Erzurum’un sosyal, siyasi ve iktisadi yapısını bozmuştur.Erzurum 1473-1478 yılları arasında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a bağlı kalmıştır.Şah İsmail 1502’de İran’ın tamamını kontrolü altına alması ile Safevi devleti kurulmuş oldu. Şah İsmail (1502-1514) Erzurum Sultaniye arasında Tebriz’i aldıktan sonra yerli ahaliye çok zulüm yaptı, servetlerini ellerinden aldı., halkı mezhep değiştirmeye zorladı. Doğu Anadolu ahalisi bölgeyi terk ederek iç bölgelere çekildi. Erzurum, Erzincan, Van ve Tebriz gibi kültür ve medeniyetin gözde şehirleri harabeye çevrildi.Erzurum, Hasankale, Avnik, Kağızman ve Kars gibi yerler Yavuz Sultan Selim’in gelişine kadar (1514) Şah İsmail’in hakimiyeti altında kaldı. Çaldıran zaferi ile Yavuz Sultan Selim Erzurum, Bayburt, Kamalı, Erzincan taraflarını Osmanlı sınırlarına katmıştır.Erzurum’da Dulkadırlı Mehmet Bey, Ferhatpaşa Beylerbeyliği ilklerdir. 1577’de başlayıp 12 yıl süren Osmanlı-İran harplerinde Erzurum, Osmanlı ordularının topladığı erzak ve mühimmatını yığdığı başlıca ihmal, hareket üssü olarak kaldı.Bu arada Erzurum’da bulunan yeniçeriler baskı, zulüm ve yolsuzlukla halkı bezdirdi. Kanunsuz vergiler halkı İstanbul’a başvurmasına yol açtı. 1821’ de Osmanlı Devleti’nin gerileme döneminde İran’lılar Erzurum’a yürümüş Pasin Ovasına kadar gelmişlerdi. Rusya 1828’de Ruslar Erzurum’a kadar geldi., 1829’da Erzurum’u ele geçirdi. Erzurum Ermenileri ve gürcüleri Ruslara yardım etti. Edirne antlaşması ile Ruslar Erzurum’u Osmanlılara geri vermek zorunda kaldı, ancak 3 aylık Rus İşgali büyük zarar verdi. Osmanlı devrinde Erzurum Eyaleti 14 sancaktan ibaretti. 1)Erzurum 2) Erzincan 3) Hınıs 4) Kelkit 5) Malazgirt 6) Tortum 7) Karahisar-ı Şarki 8) İspir 9) Karaçay10) Pasin 11) Mamervan 12) Kızuçan 13) Kığı 14) Mecingerd
DADAŞ KELİMESİNİN ANLAMI
Dadaş kelimesi değişik anlam ve şekillerde yorumlanmıştır. Kimine göre; mert, cesur, özü sözü doğru zalimin karşısında, mazlumun yanında olan merhametli, yiğit biridir. Kimilerine göre; erkek kardeş, ağabeyi, cesur, yiğit, tüm erdemleri kendisinde toplamış mükemmel bir insandır. 'Aynı zamanda 'numune-yi misal' bir Erzurumludur. Bazılarına göre de. bar tutan, at binen, cirit atan. kabadayı, tığ gibi bir delikanlıdır.' Erzurum, dadaş ve bar bir biriyle yoğrulmuş tek sözcük gibidir. Bu sözcüklerden biri kullanıldığında hemen diğerleri hatıra gelir. Erzurumlu, sert granite dantel dantel, duygu duygu incelik veren zevk, heyecan, inanç ve benzeri faktörlerin tezgâhında biçimlenerek farkında olmadan 'dadaş' olmuştur. Dadaşlık, öyle rastgele kazanılmış bir sanat veya meslek değil, bazı müstesna şahsiyetlerde görülen; 'efendilik' gibi fıtrî (doğmatik) bir ruh asaletidir. Bu düşünceden baktığımızda tarihî bir misyona sahip olan dadaş, 'Zaman zaman serhat boylarının bekçisi, âcizin. yoksulun, kimsesizin hamisi, eli ve sofrası açık mert bir köylü, bir esnaf, camilerimizin imanlı, toksözlü. nur yüzlü vaizi, siyasî hayatın medeni cesaretini nefsinde toplamış cesur bir hatip, yiğit bir kumandan, vazifesini namus bilen bir memur, bir öğretmen... kendisini ailesine ve çocuklarına vakvetmiş Erzurumlu bir ana veya babadır.' Dadaş, aile içinde ve dışında herkesin saygınlığını kazanmış, her konuda kendine güven duyulan, sofrası eşe - dosta yoksula düşküne açık, İyi bir aile reisidir.
ERZURUM KONGRESİ
Erzurum Kongresi, I. Dünya Savaşı’nın uğursuzluğunu acımasız maddeleri ile tamamlayan Mondros Mütarekesi’nin (30 Ekim 1918) uygulanmaya başlandığı tarihlere rastlamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun imzalamak zorunda kaldığı mütarekenin 24. Maddesi: “Vilâyat-ı Sitte’de karışıklık çıktığı takdirde, bu vilâyetlerin herhangi bir kısmının işgal hakkını İtilâf Devletleri muhafaza ederler” şeklinde düzenlenmişti. Söz konusu vilâyetler: Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas vilâyetleridir ve mütareke belgesinin İngilizce olan metninde bu vilâyetler “Ermeni Vilâyetleri” olarak ifade edilmiştir. Bu durum, öteden beri varlığı hissedilen Ermeni tehlikesini tekrar gündeme getirmiş ve meseleye yönelik duyarlılık ilk olarak kendini, İstanbul’da, “Vilâyat-ı Şarkıyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti”nin kurulmasıyla göstermiştir.(Aralık 1918) Daha sonra Mart 1919’da Erzurum’da bu cemiyetin bir şubesinin açılmasıyla beraber bölgedeki teşkilatlanmanın öncülüğü yapılmış, bundan sonra Erzurum, Milli Mücadele’nin temellerinin atıldığı önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Şehrin Ermenilere verileceği söylentileri bir panik havası yaratmış, bu ortamda halk cemiyete sıkı sıkıya bağlanıp bölgenin ve vatanın kurtuluşu için çare yolları aramaya başlamıştır. Bu süreç içerisinde toplanan Erzurum Kongresi, savaşlar, antlaşmalar ve mücadelelerle uzayıp gelen tarih zincirinin önemli bir halkasını oluşturmuştur.Kongre, Erzurum Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye ile Trabzon Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetlerinin ortak girişimleriyle 23 Temmuz (Çarşamba) – 7 Ağustos (Perşembe) 1919 tarihleri arasında Nutuk’ta belirtildiği gibi çalışmalarını 14 günde tamamlamıştır. Mustafa Kemal ve Rauf Beyler’in Kongreye Erzurum (merkez) delegeleri olarak katılabilmeleri için Emekli Binbaşı Kazım (Yurdalan) ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucularından Cevat (Dursunoğlu) Bey, delegelik haklarından vazgeçmişlerdir.Kongrenin ilk günü yapılan oylama ile Mustafa Kemal Paşa, Kongre başkanı seçilmiştir. Mustafa Kemal yaptığı açılış konuşmasında, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumu, dünyanın çeşitli yerlerinde milli bağımsızlık uğruna yapılan mücadeleleri anlatarak bağımsız, milli bir iradenin Anadolu’dan çıkacağını ve bunun millete dayanması gerektiğini belirtmiştir. Yoğun çalışmalardan sonra 7 Ağustos’a kadar süren kongre, aynı gün Heyet-i Temsiliye seçimlerini yapmış, 9 kişilik heyetin başına Mustafa Kemal getirilmiştir. Böylece milli mücadelenin ilk siyasi kuruluşu da oluşturulmuştur.Kongre sonunda yayınlanan beyannamenin giriş kısmında: Aydın Vilâyetinde Yunanlıların, Kafkasya’da Ermenilerin, Karadeniz’de Rumların Müslüman ahaliye yaptığı zulümlerden, milleti parçalanma tehlikesi karşısında gören Doğu Anadolu halkının kurduğu cemiyetler vasıtasıyla Erzurum Kongresi’ne katıldığından ve kongrenin yayınlanan kararları aldığından bahsedilmiştir. Kongrede alınan kararlar şu şekilde özetlenebilir: Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ayrılık kabul edilemez; İşgal ve müdahaleler sonucu Osmanlı Devletinin dağılması halinde millet tek vücut olarak yurdunu savunacaktır; Vatanın bağımsızlığını korumaya İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmediği takdirde, geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir; Kongre toplantıda değilse bunu Heyet-i Temsiliye üstlenecektir; Kuvâ-yı Miliyeyi etken ve milli iradeyi hakim kılmak esastır; Hıristiyan azınlıklara siyasî hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez; Manda ve himaye kabul edilemez; Milli Meclis’in hemen toplanmasını ve hükümet işlerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.Erzurum Kongresi’nin amacı, sadece doğu bölgesinin bütünlüğü değil, 30 Ekim 1918’deki sınırıyla “Vatanın bütünlüğü” idi. Bağımsızlık ise, yine bütün Türk milletinindi. Bu gayenin ilk adımı Erzurum Kongresi’nde atıldı.Kongrenin kabul ettiği kararları, belirlediği hedefleri, çizdiği stratejiyi iyi tahlil etmek gerekir. Kongrenin benimsediği hedefler, Türk Milli mücadelesinin de gerçekleştirmeye çalıştığı milli hedeflerdir. Milli Mücadele hareketinin siyasal temeli olan “hukuk-ı milliye” ilk olarak bu kongrede dile getirilmiştir. Kongrenin kabul ettiği kararlar ise milli bağımsızlık savaşımızın programı olarak ele alınmış, belirlediği hedefler gerçekleştirilmiştir. 28 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misâk-ı Milli adıyla kabul edilip, 17 Şubat 1920’de bütün dünyaya ilân edilen programın esasları Erzurum’da, bu kongrede belirlenmiştir. Kongre, temsil ettiği fikir ve prensiplerle, sağladığı yetkiler bakımından Milli Mücadele hareketinin tarihi bir hareket ve çıkış noktasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle; “Tarih şüphesiz bu kongreyi ender ve büyük bir eser sayarak bağrına basacaktır.”
ERZURUM ADI
Erzurum'un bilinen ilk adı Doğu Roma (Bizans) İmparatoru II.Theodosios' a (408-450) izafe edilen Theodosiopolis' ti, şimdiki Erzurum' un yerinde kurulmuştu. IV. asır sonuna doğru Roma imparatorluğu sınırları içine alınmış ve 415 tarihinde Theodosios' un emriyle Şark Orduları Kumandanı Anatolius tarafından kurulmuştur. Urfalı Mateos' a göre bu şehir Garin mıntıkasında Fırat'ın kaynağına yakın bir yerde bulunuyordu. Belazurî. bölgeye hakim olan Ermenyakos' un ölümü üzerine yerine geçen Kali adlı karısı tarafından kurulduğu için Araplarda Kalikala (Kali' nin ihsanı) adını vermişlerdir. Belazuri Kalîkala' yı dördüncü Ermeniyye şehirleri arasında sayar ve Ermeniyye şehirlerinden biri olarak kabul eder. X. asır İslam coğrafyacıları Kalikala şehri hakkında bize malumat vererek, doğuda ev eşyasının en önemlisi sayılan Kali (halı)nın burada yapıldığım ve adını bu şehirden almış olduğunu kaydetmektedirler. Hudud alalam' ın yazarı bu şehrin müstahkem bir kalesi bulunduğunu ve her taraftan gelen gazilerin burayı nöbet tutarak koruduklarım Ve şehirde tüccarların çok olduğunu bildirmektedir. Bugünkü Erzurum adı ise, Erzen' in Selçuklular tarafından fethedilmesi üzerine ahalisinin Theodosiopolis' e (Kalikala=Karin) göç etmelerine müteakip bu şehre Erzen ve Türk hâkimiyetinin ilk safhalarında bu adın sonuna, Meyyafarikin (Silvan) ile Siirt arasındaki Erzen' den ayırmak ve Anadolu'ya ait olduğunu belirtmek üzere Rum kelimesi ilave edilerek, Erzen al-Rum denilmesinden kaynaklanmıştır. Selçuklular tarafından Erzurum'da basılmış paraların üzerinde şehrin adı Arzan al-Rum şeklinde yazılmıştır.
NENE HATUN
Nene Hatun ( 1857 - 22 Mayıs 1955 )Tarihimize "93 Harbi" adıyla geçen Türk-Rus savaşında Erzurum'un Aziziye Tabyası'nda gösterdiği kahramanlıkla adını tarihe yazdıran Türk kadını. Erzurum'da doğdu, tam doksansekiz yıl orada yaşadı. Bir kahramanlık sembolü olarak tanındı ve anıldı. Ömrünün son demlerini "Üçüncü Ordu'nun annesi" olarak geçirdi. 1955 yılında "Yılın Annesi" seçildikten sonra, 22 Mayıs 1955 günü Erzurum'da zatürreeden vefat etti, Aziziye Şehitliğine gömüldü. İşte aşağıdaki öykü, onun kahramanlık öyküsü; 1877 yılı kasım ayının7'sini 8'ine bağlayan gece, civarda bulunan iki Ermeni köyünden gizlice harekete geçen kalabalık bir çete, sinsi sinsi yaklaşıp Erzurum'un meşhur Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmıştı. Türk-Rus harbinin kanlı ve karanlık günleriydi; tabyayı savunan bir avuç Türk askeri derin uykuda idi. Yataklarında bastırıldılar ve uykuda kılıçtan geçirildiler kahpece. Ve arkadan gelen Rus kuvvetleri de hiç bir mukavemet görmeksizin Aziziye Tabyası'na yerleştiler. Bu kahpe baskından yaralı olarak kurtulan bir asker, koşa koşa Erzurum'a varıp kara haberi yetiştirdi. Minarelerden sabah ezânı yerine "Moskof Aziziye'ye girdi!" sesleri yükselmeye başladı. Bir anda bütün Erzurum duymuştu, bu kara haberi. Ve bir anda bütün Erzurum şahlanıvermişti. Tüfeği olan tüfeğini kaptı, olmayan eline ne geçirdi ise; tırpan, kazma, kürek, sopayı alıp sokaklara döküldü. Erkekli, kadınlı bütün Erzurum halkı Aziziye'ye doğru koşmaya başladı. Şehrin kenar bir mahallesindeki mütevazi bir evde oturan taze bir gelin vardı. Bir gün evvel, ağabeyi Hasan cepheden ağır yaralı olarak eve getirilmiş ve birkaç saat önce, bu taze gelinin kolları arasında can vermişti. Kocası cephede idi. Minarelerden yükselen "Moskof Aziziye'ye girdi" seslerine, seferber olup koşanların uğultuları karışıyordu. Taze gelin, bu kara haberi duymuş gibi ağlamaya başlayan üç aylık bebeğini emzirip, uyuttu. Usulca onu beşiğine bıraktı ve heyecan dolu bir sesle: "Seni bana Allah verdi, ben de seni Allah'a emanet ediyorum yavrum" diye mırıldandı. Sonra şehit kardeşinin döşeğine seğirtti. Ölüyü alnından öptü: "-Seni öldüreni öldüreceğim ben de" dedi, kin dolu bir sesle. Ve masanın üzerinden satırı kapmasıyla, kapıdan dışarı fırlaması bir oldu. O da çılgınca Aziziye'ye doğru koşmakta olan kadınlı-erkekli, taşlı-sopalı kalabalığın arasına karıştı. Bütün Erzurum, o Dadaşlar diyarı şahlanmıştı. Erzurum halkı bir sel gibi akıyordu, canından aziz saydığı Aziziye Tabyası'na doğru. Aziziye'ye yerleşmiş bulunan Moskof, tabyaya yaklaşmakta olanlara karşı yaylım ateşine geçince, bir hayli Erzurumlu kırıldı. Onların kırılışını görmek, ayakta kalabileni büsbütün şahlandırmış ve tabyanın demir kapılarına gülle gibi yükselen kalabalık, bir anda içeri doluvermişti. Demir kapılar bile dayanamamıştı bu olağanüstü imân karşısında. Aziziye'de boğaz boğaza kanlı bir dövüştür başladı. Balta, tırpan, kazma ve sopası olmayan pençeleriyle Moskofun gırtlağına yapışıyordu. O toplu tüfekli ordu, tam bir bozguna uğramıştı bu ilahi şahlanış karşısında. Türk demeye dili dönmeyen Moskof askerleri Osmanlıyı da kısaltıp, sadece "Osman"a çevirmişlerdi. Başı dara gelen "Osman teslim" deyip canını kurtarmaya bakıyordu. Başka bir zaman olsaydı, Türk'ün merhameti galebe çalardı belki. Fakat bu zaman, başka zamanlardan çok farklıydı. Aziziye'nin dışında ve içinde kadınlı, ihtiyarlı, çocuklu yüzlerce Erzurumlu, kanlar içinde yatıyordu. Onlara ateş açanlar acımışlar mıydı? Ne "Osman"ı dinleyen oldu, ne de "teslim"e kulak asan". Taze gelin de elinde satırı, karşısına çıkan Moskof'un kafasına, suratına indiriyordu. Şehit düşen ağabeyinin acısını, bin Moskof'u öldürse içinden atamazdı. 2000'e yakın Moskof askeri öldürülmüş ve Aziziye kurtarılmıştı. Düşmanın geri kalan kısmı, selameti atlarına atlayıp kaçmakta bulmuştu. Onları takip etmek için Erzurum'lunun atı yok, fakat ne lazım, ruhlar kanatlıdır. Kaçan atlıyı kovalayan yaya, yine de yakalayıp haklamayı biliyordu. Yaralılar arasında taze gelin de vardı. Elinde satırı ile dövüşürken aldığı bir yaranın tesiriyle o da kanlar içinde yere yıkılmıştı. Fakat yaralı olarak, baygın halde bulunduğu zaman dahi elindeki kanlı satırını sıkı sıkıya kavramış, bırakmıyordu hırs dolu pençelerinin arasından. Adı Nene idi taze gelinin. O günden sonra da bütün Erzurum'un tanıyıp saydığı kişilerin arasına katıldı. Doksansekiz yıllık ömrü boyunca bütün Erzurumlulara Moskof'un Aziziye'de nasıl tepelenişini anlattı. Fakat kendinden birkaç kelime ile bahsetti. Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden NATO Başkumandanı'na "Ben o zaman icâp eden şeyi yapmıştım. Bugün de icâp ederse anı şeyi yaparım" demiş ve Amerikalı generali kendine hayran bırakmıştı...
ERZURUMLU İbrahim Hakkı Hazretleri
8 Mayıs 1703 yılında Erzurum'da doğdu. Mutasavvıf. Dokuz yaşındayken babasıyla Siirt'e gitti ve Tillo Köyü'ndeki Kadiri Şeyhi İsmail Fakirullah'a bağlandı.1735'te Erzurum'a döndü. Üç defa hacca giden, Arabistan ve Mısır'ı dolaşan İbrahim Hakkı,1752'de İstanbul'da Sultan I.Mahmud Han'ın özel izniyle saray kitaplığından yararlandı. Şiirlerini İlahiname adı altında toplayan İbrahim Hakkı, ünlü eseri Marifetname'de çağının jeolojiden astronomiye, fizyolojiden psikolojiye kadar pek çok alandaki bilgilerini bir araya getirmeye çalıştı 22 Haziran 1780 tarihinde öldü.Osman Efendi adlı bir şeyhin oğludur. Babası saygın bir mutasavvıf idi ve İbrahim Hakkı'yı iyi bir eğitimle yetiştirdi. İbrahim Hakkı olgun bir düşünürdü. Yetmişten fazla eser yazdı. Eserleri arasında en meşhuru olan Marifetname adlı eseri, yaşadığı dönemin bütün bilgilerini kapsayan ansiklopedik özellikte bir eserdir.Erzurumlu İbrahim Hakkı Marifetname adlı eseriyle insanlara önce çevrelerindeki eşyayı, daha sonra kendilerini ve en sonunda da Tanrıyı bildirmeyi amaçlıyordu. Kitabın içindeki Kıyafetname adlı bölüm ise bir çeşit görgü bilimidir. Erzurumlu İbrahim Hakkı, dar çevresi içinde tasavvufu öğrenmişti. O, derin düşüncesiyle cisimlerin birleşmesini, hayatın doğuşunu, cinslerin gelişmesini yepyeni bir görüşle ortaya atmıştı.Ona göre Tanrı önce "Kendi nurundan bir cevher var edip, andan cemi kâinatı tedric ve tertib ile halk etmiştir; buna Cevher-i Evvel denir."Erzurumlu İbrahim Hakkı'ya göre, bütün varlık küre şeklindedir: "Alemin her ne tarafına nazar olunsa şekli muhaddep görünür." "Arzda ve semada müşahede olunan bütün şekiller yuvarlaktır". Einstein bu görüşü ondan çok daha sonra matematiksel yollardan göstermiştir.İnsanların nazarında çok önemli bir yer işgal eden Marifetname adlı eseri defalarca basılmıştır.Erzurumlu İbrahim Hakkı 1771 yılında vefat etti.Erzurum Milletvekili Doç. Dr. Ömer Özyılmaz'ın girişimleri sonucu doğumunun 300. yılı sebebiyle İbrahim Hakkı Pulu bastırıldı. İbrahim Hakkı Hazretleri, doğumunun 300. yılında ilk kez devlet töreni ile anılmıştı.40'a yakın eser bıraktı"Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler." sözünün sahibi, mütefekkir ve mutasavvıf vasıflarıyla tarihe geçen Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, 18 Mayıs 1703'te Erzurum/Hasankale'de doğdu. Çocukluğunda İsmail Fakirullah Hazretleri ile tanıştı. Erzurum Müftüsü Muhammed Hazık'tan Arapça, Farsça dersleri aldı. 1728'de Tillo'ya giderek Şeyh Fakirullah Hazretleri'ne bağlandı. 7 yıl sonra şeyhinin vefatı üzerine Erzurum'a döndü ve Yukarı Habib Efendi Camii'nde imam-hatip olarak görev aldı. Kabiliyeti ve bilgisiyle ilim çevrelerinin dikkatini çekince Sultan I. Mahmut tarafından saraya davet edildi ve saray kütüphanesi istifadesine sunuldu. 1775'te Hasankale'de inzivaya çekilerek kendini tamamen kitap hazırlamaya adadı. Marifetname'yi o dönemde yazdı. Eserde, astronomiden matematiğe, astrolojiden tıbba kadar birçok konudaki soruların cevabı yer alıyor. 22 Haziran 1780'de Tillo'da vefat etti ve şeyhi Fakirullah için yaptırdığı türbeye defnedildi. 40'a yakın eseri arasında en çok bilinenler şunlar: İbrahim Hakkı Divanı, İrfaniye, İhsaniye, Mecmuatü'l Meani ve Marifetname
UZUNDERE
TARİHİ DURUMU :İlçenin 3000 yıla yakın bir tarihi olduğu tahmin edilmekte olup, tarih boyunca pek çok devletin egemenliği altına girdiği bilinmektedir.M.S. 1018-1036 yıllannda Türklerin eline geçen Uzundere 1071 Malazgirt savaşından sonra Türklerin Anadolu'ya girmesiyle Saltukoğulları Beyliğine katılmıştır. Eskiden beri ismi Azort olan ilçe daha sonra Uzundere bucağı olarak teşkilatlanmış, 1955 yılında belediye, 19.06.1987 tarih ve 3392 Sayılı Kanunla daha önce bağlı olduğu Tortum ilçesinden ayrılmak suretiyle ilçe statüsüne kavuşmuştur.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 11.621 Şehir Nüfusu: 4.277 Köy Nüfusu: 7.344 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 10 Yüzölçümü(km2): 840 İl'e uzaklığı (km): 85
KÖYLERİ : Altınçanak Balıklı Cevizli Çağlayan Çamlıyamaç Dikyar Gölbaşı Kirazlı Sapaca Ulubağ
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 11.621 Şehir Nüfusu: 4.277 Köy Nüfusu: 7.344 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 10 Yüzölçümü(km2): 840 İl'e uzaklığı (km): 85
KÖYLERİ : Altınçanak Balıklı Cevizli Çağlayan Çamlıyamaç Dikyar Gölbaşı Kirazlı Sapaca Ulubağ
TORTUM
TARİHİ DURUMU :Tortumun tarihi hakkında çeşitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Selçuklular zamanında Saltukoğullardan Tortum llgan ve îmadeitin beylerin ilçenin ilk yerleşimcileri olduğundan bu adı aldığı sanılıyor.Aynca selçuk dilinde Tortum Bağlık bahçelik anlamına gelmektedir.Tortum tarihte Med, Pere, ve Romalıların hakimiyetinde kamus 1018 yılında Türk hakimiyetine geçmiştir. Selçuklular, Karakoyunlular ve Osmanlı hakimiyetinde kalmış 1828-1829 Rus savaşından sonra Rus istilasından kurtarılmıştır. Erzurum’ dan geri çekilen Ruslar silah ve cephanelerini buralarda yaşayan Ermenilere bırakmışlar ve zamanla Ermeni saldırıları başlamıştır.İlçe 16 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 38.598 Şehir Nüfusu: 7.856 Köy Nüfusu: 13.093 Belde Sayısı: 5 Köy Sayısı: 47 Yüzölçümü(km2): 1.423 İl'e uzaklığı (km): 52
KÖYLERİ : Akbaba Aksu Aktaş Alapınar Arılı Aşağıkatıklı Ballı Cihanlı Çakıllı Çardaklı Çataldere Çaylıca Çiftlikköy Çivilikaya Demirciler Derekapı Derinpınar Dikmen Doruklu Esendurak Gökdere Hamidiye İncedere Kaleboynu Kapıkaya Karlı Kazandere Kemerkaya Kırmalı Kireçli Meydanlar Peynirli Suyatağı Taşbaşı Taşoluk Tatlısu Tipili Tortumkale Uzunkavak Vişneli Yağcılar Yamankaya Yazyurdu Yellitepe Yukarısivri Yumaklı Ziyaret
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 38.598 Şehir Nüfusu: 7.856 Köy Nüfusu: 13.093 Belde Sayısı: 5 Köy Sayısı: 47 Yüzölçümü(km2): 1.423 İl'e uzaklığı (km): 52
KÖYLERİ : Akbaba Aksu Aktaş Alapınar Arılı Aşağıkatıklı Ballı Cihanlı Çakıllı Çardaklı Çataldere Çaylıca Çiftlikköy Çivilikaya Demirciler Derekapı Derinpınar Dikmen Doruklu Esendurak Gökdere Hamidiye İncedere Kaleboynu Kapıkaya Karlı Kazandere Kemerkaya Kırmalı Kireçli Meydanlar Peynirli Suyatağı Taşbaşı Taşoluk Tatlısu Tipili Tortumkale Uzunkavak Vişneli Yağcılar Yamankaya Yazyurdu Yellitepe Yukarısivri Yumaklı Ziyaret
TEKMAN
TARİHİ DURUMU :İlçenin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 1517 yılında Osmanlı yönetimine katılmıştır.1946 yılına kadar Hınıs ilçesine bağlı bir köy iken,aynı yıl ilçe olarak teşkilatlandırılmıştır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 34.685 Şehir Nüfusu: 6.584 Köy Nüfusu: 28.101 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 69 Yüzölçümü(km2): 2.197 İl'e uzaklığı (km): 151
KÖYLERİ : Ağcakoca Akdağ Akdamar Akpınar Alabayır Aşağıhanbeyi Aşağıtepecik Aydınlı Beşdere Beyköy Çağlar Çatak Çatkale Çayırdağı Çevirme Çiçekdağı Çimenözü Çukuryayla Dalsöğüt Deliler Dengiz Dibekli Düzyurt Erduran Erence Geçitköy Gökoğlan Gözlüce Gülveren Gümüşlük Gündamı Güneşli Gürgür Güzeldere Hacıömer Hamzalar Hüseyinağa Ilıgöze Işıklar İncesu Kalaycı Karapınar Karataş Karatepe Karlıca Katranlı Kayaboğaz Kazancık Kırıkhan-Bucak Merkezi Koçyayla Körsu Kuruca Küllü Mescitli Mollamehmet Susuz Şakşak Taşkesen Toptepe Turnagöl Yalınca Yerköy Yeşilören Yiğitler Yoncalı Yukarıhanbeyi Yukarıtepecik Yuvaklı Yücepınar
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 34.685 Şehir Nüfusu: 6.584 Köy Nüfusu: 28.101 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 69 Yüzölçümü(km2): 2.197 İl'e uzaklığı (km): 151
KÖYLERİ : Ağcakoca Akdağ Akdamar Akpınar Alabayır Aşağıhanbeyi Aşağıtepecik Aydınlı Beşdere Beyköy Çağlar Çatak Çatkale Çayırdağı Çevirme Çiçekdağı Çimenözü Çukuryayla Dalsöğüt Deliler Dengiz Dibekli Düzyurt Erduran Erence Geçitköy Gökoğlan Gözlüce Gülveren Gümüşlük Gündamı Güneşli Gürgür Güzeldere Hacıömer Hamzalar Hüseyinağa Ilıgöze Işıklar İncesu Kalaycı Karapınar Karataş Karatepe Karlıca Katranlı Kayaboğaz Kazancık Kırıkhan-Bucak Merkezi Koçyayla Körsu Kuruca Küllü Mescitli Mollamehmet Susuz Şakşak Taşkesen Toptepe Turnagöl Yalınca Yerköy Yeşilören Yiğitler Yoncalı Yukarıhanbeyi Yukarıtepecik Yuvaklı Yücepınar
ŞENKAYA
TARİHİ DURUMU :Şenkaya İlçesi tarihi süreç içerisinde çok değişik milletlerin egemenliği altında kalmıştır . Yavuz Sultan SELİM'in Çaldıran zaferine giderken 23 ağustos 1514 yılında Erzurum' u Akkoyunlulardan alıp Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katmasıyla Osmanlı egemenliği altına girmiştir.1828-1878 yıllarında Rus istilasına uğrayan bölgemiz "1877-1878" Osmanlı Rus harbinde (93 harbi ) Gazi Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetlerinin yenilmesi üzerine 1879 yılında imzalanan "Ayastefonos antlaşması " ile Kars vilayetine bağlanarak Rus yönetimine girmiştir, îlçemiz Bardız deresİ Rusya ile Osmanlı devleti arasında 1917 yılına kadar sınır teşkil etmiştir.1917 yılında Rusya'da Bolşevik ihtilali üzerine işgalci Rus birlikleri bölgemizİ terk etmişler ve Rus hakimiyeti son bulmuştur. Bunu fırsat bilen Ermeniler bölge halkı üzerine baskılarım daha da artırarak büyük çaplı katliam ve yağmalara girmişlerdir.Baku İslam Cemiyeti temsilcisi macallim îsmail NAZİROĞLU tarafından örgütlenen îlçemiz halkından Molla Bilal 'in başkanlığındaki yedi kişilik komitenin çalışmaları sonucu oluşturulan milis kuvvellerince Ermeni çetelerine karşı güçlü direnme göstermiş 7 nisan 1918 tarihinde Binbaşı Osman Nuri bey komutasındaki Türk kuvvetlerince bölgemiz Ermenilerden kurtarılmıştır.26 Aralık 1914 -2 Ocak 1915 Sarıkamış harekatı sırasında Şehit olan 78000 Askerimiz için heryıl anma faaliyetlerinin düzenlenmesi ve Şehitlerimiz onuruna yakışır bir abideyapılmıştır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 77.612 Şehir Nüfusu: 3.647 Köy Nüfusu: 13.093 Belde Sayısı: 5 Köy Sayısı: 47 Yüzölçümü(km2): 1.423 İl'e uzaklığı (km): 185
KÖYLERİ : Akşar-Bucak Merkezi Aktaş Alıcık Aşağıbakraçlı Atyolu Aydoğdu Balkaya Bereketli Beşpınarlar Beykaynak Çamlıalan Çatalelma Değirmenlidere Deliktaş Doğanköy Dokuzelma Dolunay Dörtyol Esence Esenyurt Evbakan Gaziler-Bucak Merkezi Gezenek Göllet-Bucak Merkezi Göreşeken Gözalan Gözebaşı Gülveren Hoşköy İçmesu İğdeli İkizpınar İnceçay Kayalısu Kaynak Kireçli Köroğlu Köşkköy Kürkçü Nişantaşı Ormanlı Oyuktaş Özyurt Paşalı Penek Sarıkayalar Sarıyar Sındıran Söğütler Susuz Şenpınar Tahtköy Tazeköy Teketaş Timurkışla Turnalı Tütenocak Uğurlu Yanıkkaval Yaymeşe Yazılı Yelkıran Yeşildemet Yeşilkaya Yoğurtçular Yukarıbakraçlı Yünören Yürekli Zümrütköy
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 77.612 Şehir Nüfusu: 3.647 Köy Nüfusu: 13.093 Belde Sayısı: 5 Köy Sayısı: 47 Yüzölçümü(km2): 1.423 İl'e uzaklığı (km): 185
KÖYLERİ : Akşar-Bucak Merkezi Aktaş Alıcık Aşağıbakraçlı Atyolu Aydoğdu Balkaya Bereketli Beşpınarlar Beykaynak Çamlıalan Çatalelma Değirmenlidere Deliktaş Doğanköy Dokuzelma Dolunay Dörtyol Esence Esenyurt Evbakan Gaziler-Bucak Merkezi Gezenek Göllet-Bucak Merkezi Göreşeken Gözalan Gözebaşı Gülveren Hoşköy İçmesu İğdeli İkizpınar İnceçay Kayalısu Kaynak Kireçli Köroğlu Köşkköy Kürkçü Nişantaşı Ormanlı Oyuktaş Özyurt Paşalı Penek Sarıkayalar Sarıyar Sındıran Söğütler Susuz Şenpınar Tahtköy Tazeköy Teketaş Timurkışla Turnalı Tütenocak Uğurlu Yanıkkaval Yaymeşe Yazılı Yelkıran Yeşildemet Yeşilkaya Yoğurtçular Yukarıbakraçlı Yünören Yürekli Zümrütköy
PAZARYOLU
TARİHİ DURUMU :Çok eski bir tarihe sahip olan Pazaryolu' nun eski adı "Norgah" olup, bu "Yenişehir" veya "Sulak Yer" anlamına gelmektedir. Pazaryolu' nun kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bir süre Cenevizlilerin idaresinde kalan Pazaryolu, sonra Selçuklu Türklerinin himayesine girmiş, bilahare Anadolu Selçuklu Beyliklerinden Saltukoğullarına, Fatih' in Trabzon' u fethi ile de Osmanlı İmparatorluğu'na intikal etmiştir.Bugün Selçuklulara ve Cenevizlilere ait Kale ve hamam gibi eserlere rastlanmaktadır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 9.595 Şehir Nüfusu: 4.812 Köy Nüfusu: 4.783 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 35 Yüzölçümü(km2): 750 İl'e uzaklığı (km): 121
KÖYLERİ : Ambaralan Ayçukuru Bayındır Büyükdere Cennetpınarı Cevizlidere Çatakbahçe Çaydere Çiftepınar Demirgöze Dikmetaş Esenyurt Gölyanı Göztepe Gülçimen Güneysu Hacılar Karakoç Karataş Kılıççı Konakyeri Korkutköy Kozlu Köşeyolu Kumaşkaya Kuymaklı Laleli Meşebaşı Pamukludağ Sadaka Sergenkaya Şehitlik Yaylalı Yaylaözü Yiğitbaşı
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 9.595 Şehir Nüfusu: 4.812 Köy Nüfusu: 4.783 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 35 Yüzölçümü(km2): 750 İl'e uzaklığı (km): 121
KÖYLERİ : Ambaralan Ayçukuru Bayındır Büyükdere Cennetpınarı Cevizlidere Çatakbahçe Çaydere Çiftepınar Demirgöze Dikmetaş Esenyurt Gölyanı Göztepe Gülçimen Güneysu Hacılar Karakoç Karataş Kılıççı Konakyeri Korkutköy Kozlu Köşeyolu Kumaşkaya Kuymaklı Laleli Meşebaşı Pamukludağ Sadaka Sergenkaya Şehitlik Yaylalı Yaylaözü Yiğitbaşı
PASİNLER
TARİHİ DURUMU :Yapılan kazılarda Karaz Kültürüne ait buiuntolara rastlanmağı ilçenin tarihini M.Ö.4000'li yıllara dayandırmaktadır.Pasinler Urartılar döneminde ( M.Ö.900-600) önemli bir yerleşim birimidir.Sonraları, Karadeniz' in kuzeyinde Kimmerler ve İskitler inmişlerdir. İskitlere bağlı Phassis'ler Aras' ın verimli ve sulak vadisisne yerleşerek kendi isimlerini verdiler. Böylece Phasis'lerin memleketi anlamına gelen Pasin kelimesi ortaya çıkmıştır.Pasinler tarihten günümüze kadar bir "kilit” rolünü üstlene gelmiştir. 1071 Malazgirt Savaşından önce 1048'de " Pasinler Savaşı olması bu rolün en ilgi çekici örneklerindedir. Pasinler ovaya hakim bir noktada kurulu kalesi sebebiyle "Hasankale" olarak da adlandırılmıştır.1828-1829 yıllarında ilk 1877 1878 yıllarında ikinci defa Rus işgali yaşamıştır. Üçüncü işgal 1716 Şubatında başlamıştır ve Birinci Dünya Savacı sonunda Ermeni işgalinden kurtuluşu 13 Mart 1918'dir.1954 yılında Horasan, 1991 yılında Köprüköy Pasinler'den ayrılarak ilçe olmuşlardır.
PASİNLER KAPLICALARI:Pasinler Üçe Merkezinde Erzurum-Iran Uluslararası geçiş yolu üzerinde ve Pasinler Belediye sınırları içerisindedir.Bu kaplıcalar şuan günlük 3702 kişilik bir kapasiteye sahiptir. 205 metre 'den doğal çıkışlı olup, 15 Lt/Sn akım değerine sahiptir. Kaplıca Sularının Özellikleri:Sıcaklık : 39 CPh:6.65Tad:TuzluKalaviyet %28Radon Değeri: 13 eman/Lt.Kuru Hülasası: 3.0896/Lt.Sülfat İyonu: 1.0082Amonyak 0.1566Kalsiyum 0.0708Magnezyum 9926Natrion:0.1271Bu kaplıcalar, böbrek, sindirim sistemi, idrar yolları, Romatizma, Siyatik, Lumbago, Nevralji ve çeşitli kadın hastalıklarının tedavisinde yararlı olmaktadır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 44.644 Şehir Nüfusu: 22.706 Köy Nüfusu: 21.938 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 56 Yüzölçümü(km2): 1.460 İl'e uzaklığı (km): 37
KÖYLERİ : Acı Ağcalar Altınbaşak Ardıçlı Aşıtlar Baldızı Başören Bulkasım Büyükdere Büyüktüy Çakırtaş Çalıyazı Çamlıca Çiçekli Çöğender Demirdöven Epsemce Esendere Gerdekkaya Gölciğez Hanahmet Karakale Karavelet Kavuşturan Kevenlik Kızılören Korucuk Kotandüzü Kurbançayırı Küçüktuy Otlukkapı Ovaköy Övenler Pelitli Porsuk Pusudere Saksı Serçeboğazı Sunak Taşağıl Taşkaynak Taşlıgüney Taşlıyurt Tepecik Timar Uzunark Üğümü Yastıktepe Yavuzlu Yayla Yayladağ Yeniköy Yiğitpınarı Yiğittaşı Yukarıçakmak Yukarıdanışment
PASİNLER KAPLICALARI:Pasinler Üçe Merkezinde Erzurum-Iran Uluslararası geçiş yolu üzerinde ve Pasinler Belediye sınırları içerisindedir.Bu kaplıcalar şuan günlük 3702 kişilik bir kapasiteye sahiptir. 205 metre 'den doğal çıkışlı olup, 15 Lt/Sn akım değerine sahiptir. Kaplıca Sularının Özellikleri:Sıcaklık : 39 CPh:6.65Tad:TuzluKalaviyet %28Radon Değeri: 13 eman/Lt.Kuru Hülasası: 3.0896/Lt.Sülfat İyonu: 1.0082Amonyak 0.1566Kalsiyum 0.0708Magnezyum 9926Natrion:0.1271Bu kaplıcalar, böbrek, sindirim sistemi, idrar yolları, Romatizma, Siyatik, Lumbago, Nevralji ve çeşitli kadın hastalıklarının tedavisinde yararlı olmaktadır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 44.644 Şehir Nüfusu: 22.706 Köy Nüfusu: 21.938 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 56 Yüzölçümü(km2): 1.460 İl'e uzaklığı (km): 37
KÖYLERİ : Acı Ağcalar Altınbaşak Ardıçlı Aşıtlar Baldızı Başören Bulkasım Büyükdere Büyüktüy Çakırtaş Çalıyazı Çamlıca Çiçekli Çöğender Demirdöven Epsemce Esendere Gerdekkaya Gölciğez Hanahmet Karakale Karavelet Kavuşturan Kevenlik Kızılören Korucuk Kotandüzü Kurbançayırı Küçüktuy Otlukkapı Ovaköy Övenler Pelitli Porsuk Pusudere Saksı Serçeboğazı Sunak Taşağıl Taşkaynak Taşlıgüney Taşlıyurt Tepecik Timar Uzunark Üğümü Yastıktepe Yavuzlu Yayla Yayladağ Yeniköy Yiğitpınarı Yiğittaşı Yukarıçakmak Yukarıdanışment
OLUR
TARİHİ DURUMU :İlçe köy iken 1922 yılında bucak merkezi haline getirilmiş, bu günkü ilçe merkezimiz 1958 tarihine kadar OLTU İlçesine bağlı bucak iken, 1958 tarihinde Oltu' dan aynlarak ilçe olmuştur.Bölgedeki gözetleme kuleleri, kaleler aynı zamanda kiliseler yörede yerleşimin çok eskiye dayandığını kanıtlamaktadır.İlçe Keçili köyünde Van Kalesi, bunun yanında Yıldızkaya köyünde tabii mağara gezilip görülmeye değer yerlerdendir.Ayrıca İlçemize bağlı Köprübaşı, A.Karacasu, Beğendik köylerinde gözetleme kaleleri bulunmaktadır.Kale, Kilise ve tarihi eserlerin hangi devirden kaldığına dair tam bir tarih belirtmek mümkün değildir.Olur çevresi 1877 -1878' de Osmanlı - Rus savaşı sonunda Berlin antlaşması ile savaş tazminatı olarak Ruslara bırakılan yörelerimizden biridir. 40 yıl esarette kalmıştır.Rus ve Ermenilerden kalma kışla, kazarma ve Köprü kalıntıları, yöremizin uzun yıllar Rus ve Ermeni işgalinde kaldığım göstermektedir.1917 yılında Rusya' da yapılan Ekim devrimi nedeniyle yörede bulunan Rus birlikleri bir takım silah ve cephanelerini bölgedeki Ermenilere bırakarak çekilmişlerdir. Silah ve mühimmat yönünden güçlenen Ermeniler katliama başlamışlar, bu durum karşısında yöre halkı birkaç köyün birleşmesi ile çeteler kurarak Ermenilerle mücadeleye başlamışlardır.Bölgeye intikal eden düzenli birliklerin mücadelesi sonunda ilçemiz 28 Mart 1918' de İstiklaline kavuşmuştur.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 10.833 Şehir Nüfusu: 3.260 Köy Nüfusu: 7.573 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 40 Yüzölçümü(km2): 820 İl'e uzaklığı (km): 174
KÖYLERİ : Akbayır Altunkaya Aşağıçayırlı Aşağıkaracasu Atlı Beğendik Beşkaya Boğazgören Bozdoğan Coşkunlar Çataksu Eğlek Ekinlik Filizli Güngöründü Ilıkkaynak Kaban Kaledibi Karakoçlar Keçili Kekikli Köprübaşı Oğuzkent Olgun Olurdere Ormanağzı Sarıbaşak Soğukgöze Süngübayırı Şalpazarı Taşgeçit Taşlıköy Uzunharman Ürünlü Yaylabaşı Yeşilbağlar Yıldızkaya Yolgözler Yukarıçayırlı Yukarıkaracasu
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 10.833 Şehir Nüfusu: 3.260 Köy Nüfusu: 7.573 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 40 Yüzölçümü(km2): 820 İl'e uzaklığı (km): 174
KÖYLERİ : Akbayır Altunkaya Aşağıçayırlı Aşağıkaracasu Atlı Beğendik Beşkaya Boğazgören Bozdoğan Coşkunlar Çataksu Eğlek Ekinlik Filizli Güngöründü Ilıkkaynak Kaban Kaledibi Karakoçlar Keçili Kekikli Köprübaşı Oğuzkent Olgun Olurdere Ormanağzı Sarıbaşak Soğukgöze Süngübayırı Şalpazarı Taşgeçit Taşlıköy Uzunharman Ürünlü Yaylabaşı Yeşilbağlar Yıldızkaya Yolgözler Yukarıçayırlı Yukarıkaracasu
OLTU
TARİHİ DURUMU :Oltu ismi Kıpçakların bir boy veya oymağından gelmektedir.Ayrıca bu ad Dağıstan' ın güneyinde oturan Küçük Şirvan Bölgesi' nde bir kasaba ve küçük bir köye de verilen isimdir.1071 Malazgirt Zaferinden sonra Alpaslan' ın komutanlarından Ebul-Kasim Erzurum yöresinde Saltuklu' lar Beyliğini kurunca, 1080 tarihinde Emir Ahmet Oltu' yu işgal ederek Türklerin eline geçmesini sağlamıştır.1878 Ayestefanos Antlaşmasi ile Oltu Rusya' ya bırakılmıştır. 1917 Bolşevik ihtilali ile Ruslar çekilirken burasını Ermenilere bırakmış. 1917 Rus ihtilalinden sonra Oltu'nun yönetimi Ermeni Icra Komitesinin eline geçmistir.Ruslar tarafindan Oltu'ya yerleştirilen Ermeniler 40 yıl boyunca yerli halka zulüm etmişlerdir.1918 yılında işgalden kurtulmak amacıyla Oltu İslam Komitesi kurulmuş ve 25 Mart 1918'de Ermeniler sınır dışı edilmiştir. Bu tarih Oltu' nun kurtuluşu olarak kutlanmaktadır. Kurtuluş mücadelesi sonrası kurulan Oltu Şura Hükumeti 17 Mayıs 1920' de TBMM Hükumetine katılmıştır.1926 yılında Oltu ilçe statüsüne kavuşmuştur.Dünya çapında ün bulmuş oltu taşı bu ilçemizde çıkartılmaktadır. Oltu taşı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 46.518 Şehir Nüfusu: 30.073 Köy Nüfusu: 16.445 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 65 Yüzölçümü(km2): 1.380 İl'e uzaklığı (km): 124
KÖYLERİ : Alatarla Arıtaş Aşağıçamlı Aşağıkumlu Ayvalı Ayyıldız Bahçecik Bahçelikışla Ballıca Başaklı Başbağlar Çamlıbel Çanakpınar Çatak Çatalsöğüt Çayüstü Çengelli Dağdibi Damarlıtaş Demirtaş Derebaşı Dokuzdeğirmen Duralar Dutlu Elmadüzü Erdoğmuş Esenyamaç Gökçedere Günlüce Güryaprak Güzelsu İğdeli İnanmış İnciköy İpekçayırı İriağaç Kaleboğazı Karataş Kayaaltı Kemerkaya Konukseven Küçükorucuk Nüğürcük Obayyayla Orucuk Özdere Sağlıcak Sarısaz Subatuk Süleymanlı Sülünkaya Şendurak Tekeli Toklu Topkaynak Toprakkale Tutmaç Tuzlaköy Ünlükaya Vişneli Yarbaşı Yaylaçayır Yolboyu Yukarıçamlı Yukarıkumlu
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 46.518 Şehir Nüfusu: 30.073 Köy Nüfusu: 16.445 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 65 Yüzölçümü(km2): 1.380 İl'e uzaklığı (km): 124
KÖYLERİ : Alatarla Arıtaş Aşağıçamlı Aşağıkumlu Ayvalı Ayyıldız Bahçecik Bahçelikışla Ballıca Başaklı Başbağlar Çamlıbel Çanakpınar Çatak Çatalsöğüt Çayüstü Çengelli Dağdibi Damarlıtaş Demirtaş Derebaşı Dokuzdeğirmen Duralar Dutlu Elmadüzü Erdoğmuş Esenyamaç Gökçedere Günlüce Güryaprak Güzelsu İğdeli İnanmış İnciköy İpekçayırı İriağaç Kaleboğazı Karataş Kayaaltı Kemerkaya Konukseven Küçükorucuk Nüğürcük Obayyayla Orucuk Özdere Sağlıcak Sarısaz Subatuk Süleymanlı Sülünkaya Şendurak Tekeli Toklu Topkaynak Toprakkale Tutmaç Tuzlaköy Ünlükaya Vişneli Yarbaşı Yaylaçayır Yolboyu Yukarıçamlı Yukarıkumlu
NARMAN
TARİHİ DURUMU :Narman yöresi sırasıyla (MÖ. 680-655 yıllarında Sakalann daha sonra Arapların ve Bizanslıların hakimiyetine girmiş 1048 Yılında Selçuklu Komutam İbrahün YINAL’ ın kazandığı Pasinler Savaşı ile Doğu Anadolu kapıları Türklere açılmış Selçuklu Hanı Alparslan'ın Malazgirt Zaferiyle Tortum, Oltu, Şenkaya, Olur ilçeleri ile birlikte Narman'da Türk hakimiyetine girmiştir.Selçuklulardan sonra Osmanlıların hakimiyetine giren Narman 1877-1878 Osmanlı Rus Harbinde Rusların işgaline uğramış 1914-1918 yıllarında 1. Dünya Savaşmda Rusların eline geçmiştir.1917 yılında başlayan Bolşevik ihtilali sebebiyle Ruslar Nannan'ı terk etmişlerdir. Rusların bölgeye yerleştirdikleri Ermenilerin Türklere saldırarak katliam yapmaya başlamaları nedeniyle Narman halkı kendilerini müdafaaya karar vermişlerdir.Yapılan çarpışmalar sonucunda 18 Mart 1919 günü İlçe düşman işgalinden kendi halkı tarafmdan kurtarılmıştır.Tarihi seyri içerisinde Narman Bizans hakimiyetinde iken NAMURVAN-NAMERVAN olarak adlandırılmış, Arapların Ülkemizi bir bayram günü ele geçirmeleri nedeniyle "İD" olarak adlandırılan Narman Türk hakimiyetine geçtikten sonra NARMAN olarak adlandırılmıştır.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 34.372 Şehir Nüfusu: 13.042 Köy Nüfusu: 21.330 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 42 Yüzölçümü(km2): 1.275 İl'e uzaklığı (km): 98
KÖYLERİ : Alabalık Alacayar Araköy Aşağıyayla Başkale Beyler Boğakale Çimenli Dağyolu Dazlak Demirdağ Ergazi Gökdağ Göllü Güllüdağ Güvenlik Kamışözü Karadağ Karapınar Kışlaköy-Bucak Merkezi Kilimli Koçkaya Koyunören Kuruçalı Mahmutçavuş Mercimekli Otlutepe Pınaryolu Samikale Sapanlı Savaşçılar Serinsu Sülüklü Sütpınar ŞehitlerTaşburun Telli Toygarlı Tuztaşı Yanıktaş Yoldere Yukarıyayla
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 34.372 Şehir Nüfusu: 13.042 Köy Nüfusu: 21.330 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 42 Yüzölçümü(km2): 1.275 İl'e uzaklığı (km): 98
KÖYLERİ : Alabalık Alacayar Araköy Aşağıyayla Başkale Beyler Boğakale Çimenli Dağyolu Dazlak Demirdağ Ergazi Gökdağ Göllü Güllüdağ Güvenlik Kamışözü Karadağ Karapınar Kışlaköy-Bucak Merkezi Kilimli Koçkaya Koyunören Kuruçalı Mahmutçavuş Mercimekli Otlutepe Pınaryolu Samikale Sapanlı Savaşçılar Serinsu Sülüklü Sütpınar ŞehitlerTaşburun Telli Toygarlı Tuztaşı Yanıktaş Yoldere Yukarıyayla
KÖPRÜKÖY
TARİHİ DURUMU :Türkler acısından Köprüköy İlçesinin tarihi 1071 Malazgirt savaşı öncesine kadar uzar. Bugün için sınırları içerisinde bulunan Avnik (Güzelhisar) Kalesinin stratejik önemi çok büyüktür. 1054-1055 yıllarında Türk Boylarının Anadolu' ya ilk fetih hareketlerinin başladığı sıralarda Avnik Kalesinde bulunan Bizans yöneticileri İslamiyetle tanışmışlar ve İslamiyeti kabul etmeleri neticesinde kendilerine bağlı 27 pare köyü Türklere satmışlardır.Türkler tarafından satın alınan bu köylerden bir tanesi de Köprüköy’ dür. 1829' da Rusların Erzurum'u işgal etmeleri ile Rus işgaline girmiş olan Köprüköy ermeni katliamlarınada uğramıştır.
KÖPRÜ KÖY ( DELİ ÇERMİK ) KAPLICALARI:Kaplıca suyu; Bikarbonatlı, sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksitli, demirli ve bromürlü bir bileşime sahiptir. Sindirim sistemi Böbrek ve idrar yolları,kan dolaşımı ve kalp hastalıkları, metabolizma bozuklukları ve romatizmal rahatsızlıklara olumlu etki yapmaktadır.Kaplıca Sularının Özellikleri: Su sıcaklığı 26C.Ph değeri 6.12Akım değeri 101 It/sn.Köprüköy İlçemizde yer alan bu kaplıca Merkez ilçeden 56 Km. uzaklıkta olup, Erzurum-Ağrı-Kars karayolu üzerinde olduğundan ulaşım çok rahattır.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 23.642 Şehir Nüfusu: 5.583 Köy Nüfusu: 14.917 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 38 Yüzölçümü(km2): 665 İl'e uzaklığı (km): 57
KÖYLERİ : Ağcaşar Akçam Alaca Aşağıçakmak Aşağıkızılkale Ataköy Buğdaylı Çullu Derebaşı Duatepe Dumankaya Eğirmez Emre Eyüpler Gölçayır Güzelhisar Ilıcasu Karataşlar Kayabaşı Kıyıkonak Marifet Mescitli-Bucak Merkezi Ortaklar Örentaş Pekecik Sarıtaş Savatlı Soğuksu Topçu Yapağılı Yemlik Yeşilöz Yılanlı Yukarıkızılca Yukarıkızılkale Yukarısöğütlü
KÖPRÜ KÖY ( DELİ ÇERMİK ) KAPLICALARI:Kaplıca suyu; Bikarbonatlı, sodyumlu, kalsiyumlu, karbondioksitli, demirli ve bromürlü bir bileşime sahiptir. Sindirim sistemi Böbrek ve idrar yolları,kan dolaşımı ve kalp hastalıkları, metabolizma bozuklukları ve romatizmal rahatsızlıklara olumlu etki yapmaktadır.Kaplıca Sularının Özellikleri: Su sıcaklığı 26C.Ph değeri 6.12Akım değeri 101 It/sn.Köprüköy İlçemizde yer alan bu kaplıca Merkez ilçeden 56 Km. uzaklıkta olup, Erzurum-Ağrı-Kars karayolu üzerinde olduğundan ulaşım çok rahattır.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 23.642 Şehir Nüfusu: 5.583 Köy Nüfusu: 14.917 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 38 Yüzölçümü(km2): 665 İl'e uzaklığı (km): 57
KÖYLERİ : Ağcaşar Akçam Alaca Aşağıçakmak Aşağıkızılkale Ataköy Buğdaylı Çullu Derebaşı Duatepe Dumankaya Eğirmez Emre Eyüpler Gölçayır Güzelhisar Ilıcasu Karataşlar Kayabaşı Kıyıkonak Marifet Mescitli-Bucak Merkezi Ortaklar Örentaş Pekecik Sarıtaş Savatlı Soğuksu Topçu Yapağılı Yemlik Yeşilöz Yılanlı Yukarıkızılca Yukarıkızılkale Yukarısöğütlü
KARAYAZI
TARİHİ DURUMU :İlçe M.Ö, III, Yüzyılda medeniyetin kurulduğu Aras nehri civarında, Salyamaç , Yolgören ve Çelikli köylerinde bulunan tarihi eserlerden anlaşılmaktadır.Eski adı Bayraktar dır. Bucak iken Hınıs İlçesine bağlı olan ve daha sonra Pasinler İlçesine bağlanan Bayraktar Bucağının ismi 1937 yılında Karayazı olarak değiştirilmiş, müstakil ilçe haline getirilmiştir.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 35.785 Şehir Nüfusu: 7.532 Köy Nüfusu: 28.253 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 70 Yüzölçümü(km2): 2.372 İl'e uzaklığı (km): 120
KÖYLERİ: Abdurrahmanköy Ağaçlı Akarsu Akpınar Alemdağı Aliküllek Anıtlı Aşağıincesu Aşağısöylemez Aydınsu Bezirhane Çakmaközü Çalışkan Çaltılı Çatalören Çavuşköy Çayırbeli Çelikli Çepi Değirmenkaya Doruca Dörtpınar Duruca Dündarköy Geventepe Göksu-Bucak Merkezi Göktepe Güllü Hacıbayram Hasanova Kapanlı Karaağıl Karabey Karakale Karakaya Karasu Kazbel Kırgındere Kırkpınar Kösehasan Köyceğiz Kurupınar Mollabekir Mollaosman-Bucak Merkezi Muratlı Payveren Salyamaç Sancaktar Sarıçiçek Selenli Sukonak Sulutaş Şakirköy Taşan Tosunlu Turnagöl Uğurdalı Ulucanlar Üzengili Yahyaköy Yalındal Yeniköy Yeşilova Yeşilyurt Yiğityolu Yolgören Yukarıcihanbey Yukarıçığılgan
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 35.785 Şehir Nüfusu: 7.532 Köy Nüfusu: 28.253 Belde Sayısı: - Köy Sayısı: 70 Yüzölçümü(km2): 2.372 İl'e uzaklığı (km): 120
KÖYLERİ: Abdurrahmanköy Ağaçlı Akarsu Akpınar Alemdağı Aliküllek Anıtlı Aşağıincesu Aşağısöylemez Aydınsu Bezirhane Çakmaközü Çalışkan Çaltılı Çatalören Çavuşköy Çayırbeli Çelikli Çepi Değirmenkaya Doruca Dörtpınar Duruca Dündarköy Geventepe Göksu-Bucak Merkezi Göktepe Güllü Hacıbayram Hasanova Kapanlı Karaağıl Karabey Karakale Karakaya Karasu Kazbel Kırgındere Kırkpınar Kösehasan Köyceğiz Kurupınar Mollabekir Mollaosman-Bucak Merkezi Muratlı Payveren Salyamaç Sancaktar Sarıçiçek Selenli Sukonak Sulutaş Şakirköy Taşan Tosunlu Turnagöl Uğurdalı Ulucanlar Üzengili Yahyaköy Yalındal Yeniköy Yeşilova Yeşilyurt Yiğityolu Yolgören Yukarıcihanbey Yukarıçığılgan
KARAÇOBAN
TARİHİ DURUMU :Karaçoban ilçesinin tarihi M.Ö. 1400 yıllarına dayanmaktadır.Uzun yıllar İranlıların egemenliği altında kalmış, daha sonra Bizanslıların eline geçmiştir.1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan'ın Malazgirt savaşını kazanmasıyla, Karaçoban Türk hakimiyetine geçmiş, daha sonra tekrar İranlıların eline geçmiştir.Osmanlı împaratorluğunun yükselme döneminde Anadolu birliği sağlanırken, tekrar Karaçoban Türk hakimiyetine girmiştir.Kısa bir süre Rus işgalinde kalan İlçe, işgalcilerin temizlenmesiyle vatan topraklarına katılmıştır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 32.300 Şehir Nüfusu: - Köy Nüfusu: - Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 19 Yüzölçümü(km2): - İl'e uzaklığı (km): 183
KÖYLERİ : Akkayak Binpınar Bozyer Budaklı Burnaz Çatalgül Dedeören Doğanbey Duman Erenler Gündüzköy Karagöz Karaköprü Karmış Kırımkaya Kuşluca Marufköy Molladavut Ovayoncalı
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 32.300 Şehir Nüfusu: - Köy Nüfusu: - Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 19 Yüzölçümü(km2): - İl'e uzaklığı (km): 183
KÖYLERİ : Akkayak Binpınar Bozyer Budaklı Burnaz Çatalgül Dedeören Doğanbey Duman Erenler Gündüzköy Karagöz Karaköprü Karmış Kırımkaya Kuşluca Marufköy Molladavut Ovayoncalı
İSPİR
TARİHİ DURUMU : Oldukça eski bir yerleşim alanı olan ilçemiz ve çevresi, tarih boyunca Perslerin, İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının hâkimiyetinde bulunmuş, zaman zaman da Müslüman Arapların eline geçmiştir.1015'ten itibaren Anadolu’ya başlayan Türk akınlarının tesir sahasında kalan yöremiz, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türk topraklarına katılmıştır.Fatih'ten sonra Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliği olan Saltukoğulları beyliği sınırları içerisinde kalan İlçemiz 1202 Anadolu Selçuklularının eline geçmiştir. Bu devletin yıkılmasından sonra birkaç kez daha el değiştiren ilçemiz ve çevresi 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır sefer dönüşünde kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.Birinci Dünya savaşı döneminde ilçemiz 1914 - 1918 yılları arasında Rus işgali ve Ermeni mezalimine uğramış, 25 Şubat 1918'de Kazım Karabekir Paşa Komutanlığında l. Kafkas Kolordusuna bağlı birliklerce vatan topraklarına katılmıştır.Rafting sporunun en iyi yapılabildiği. Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden birisi olan Çoruh Nehri İspir İlçemizden geçmekte olup bu sporun İlimizdeki başlangıç yeri de İspir İlçemizdir. 1993 yılında Dünya Rafting Şampiyonası Çoruh Nehri'nde yapılmıştır. Bu Şampiyona sebebiyle Dünya Turizmine tanıtımı yapılan Çoruh Nehri üzerinde Rafting yapmak üzere çok sayıda yabancı turist bölgeye gelmiştir.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 30.260 Şehir Nüfusu: 11.244 Köy Sayısı: 88 Yüzölçümü(km2): 2.100 İl'e uzaklığı (km): 137
KÖYLERİ Ahlatlı Akgüney Akpınar Akseki Aksu Aktaş Alacabük Araköy Ardışlı Armutlu Aşağıfındıklı Atatürküten Avcıköy Bademli Bahçeli Başçeşme Başköy Başpınar Bostancı Bozan Cankurtaran Cibali Çakmaklı Çatakkaya Çayırbaşı Çayırözü Değirmendere Değirmenli Demirbilek Demirkaya Devedağı Duruköy Düzköy Geçitağzı Göçköy Gölyurt Gündoğdu Güney-Bucak Merkezi Halilpaşa Irmakköy İncesu İyidere Karahan Karakale Karakamış Karakaya Karaseydi Kavaklı Kaynakbaşı Kırık Kızılhasan Kirazlı Koçköy Köprüköy Kümetaş Leylekköy Mescitli Moryayla Mülkköy Numanpaşa Ortaköy Ortaören Özlüce Öztoprak Petekli Pınarlı Sandıklı Sırakonak Soğuksu Şenköy Taşbaşı Taşlıca Tekpınar Tepecik Ulubel Ulutaş Üzümbağı Yadigöl Yağlı Yaylacık Yedigöze Yeşiltepe Yeşilyurt Yıldıztepe Yukarıfındıklı Yukarıözbağ Yunusköy Zeyrek
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 30.260 Şehir Nüfusu: 11.244 Köy Sayısı: 88 Yüzölçümü(km2): 2.100 İl'e uzaklığı (km): 137
KÖYLERİ Ahlatlı Akgüney Akpınar Akseki Aksu Aktaş Alacabük Araköy Ardışlı Armutlu Aşağıfındıklı Atatürküten Avcıköy Bademli Bahçeli Başçeşme Başköy Başpınar Bostancı Bozan Cankurtaran Cibali Çakmaklı Çatakkaya Çayırbaşı Çayırözü Değirmendere Değirmenli Demirbilek Demirkaya Devedağı Duruköy Düzköy Geçitağzı Göçköy Gölyurt Gündoğdu Güney-Bucak Merkezi Halilpaşa Irmakköy İncesu İyidere Karahan Karakale Karakamış Karakaya Karaseydi Kavaklı Kaynakbaşı Kırık Kızılhasan Kirazlı Koçköy Köprüköy Kümetaş Leylekköy Mescitli Moryayla Mülkköy Numanpaşa Ortaköy Ortaören Özlüce Öztoprak Petekli Pınarlı Sandıklı Sırakonak Soğuksu Şenköy Taşbaşı Taşlıca Tekpınar Tepecik Ulubel Ulutaş Üzümbağı Yadigöl Yağlı Yaylacık Yedigöze Yeşiltepe Yeşilyurt Yıldıztepe Yukarıfındıklı Yukarıözbağ Yunusköy Zeyrek
ILICA
TARİHİ DURUMU :Ilıca İlçesinin ilk yerleşme yeri, Karasu ile Pulur çayı arasındaki verimli bölgedir. Bu bölgenin sınırları içinde yer alan Karaz (Kahramanlar Köyü ) da yapılan kazılar ve arkeolojik araştırmalar buradaki hayatın M. Ö. 4000 yıllara kadar uzandığını göstermektedir.Ilıca sırasıyla; Huriler, Hayasa, Azzi krallığı, Urartular (MÖ. 900-600), İskitler, Metler ve Perslerin istilasına uğramıştır.M.Ö. 65 yıllannda Romalıların hakimiyetine geçmiştir. M. S. 1040 ile 1063 yıllannda Büyük Selçuklu Devleti Komutanlarından İbrahim Yınal ile Kurtarılmış, Erzurum 'u ele geçirmek için Ilıca'da ordugah kurmuşlardır.Malazgirt Zaferinden sonra Ilıca tamamen Türklerin eline geçmiştir.Birçok kez işgal ve istilaya uğrayan Ilıca, l Cihan Harbinde General Yudeniç kumandasındaki Rus ordusunun 16 Şubat 1916 günü Erzurum'u işgaliyle geri çekilen Türk ordusunu takip ederken 16-17 Şubat 1918 gecesi vuku bulan şiddetli çarpışmalardan sonra Rusların eline geçti.Kazım Karabekir Paşa kumandasındaki Türk ordusunun saldırışı karşısında Ermenilerin kaçması neticesinde 11 Mart 1918 günü Ilıca yeniden Türklerin eline geçti.
ILUCA KAPLICALARI:Ilıca Kaplıcaları suları içerisinde karbon hidrojen maddeler taşıdığı için Dünyaca ünlüdür. Kaplıca Sularının Özellikleri: Sıcaklık: 39.4 CToplam sertlik: 38 fransKalaviyet 32.3Görünüş berrak renk, hafif sarı, koku yok, tortu azSodyum iyonu 112Mg./Lt.Magnezyum iyonu 47.4 Mg./Lt.Demir ve Aliminyum 3.6Mg./Lt.Klor iyonu 1403.3 Mg./Lt.Hidrokarbon 1970.3Mg./Lt.Akım değeri 6 Lt/SnBu kaplıcaların suları Mide, Bağırsak, Karaciğer, Safra Kesesi, beslenme bozuklukları ve romatizma hastalıklarına olumlu etki etmektedir. Ilıca ilçesi Erzurum İstanbul karayolu üzerinde ve İl Merkezine 15 Km. mesafededir.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 30.328 Şehir Nüfusu: 12.909 Köy Nüfusu: 17.419 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 63 Yüzölçümü(km2): 1.702 İl'e uzaklığı (km): 14
Köyleri: Ağcakent Ağören Ağzıaçık Ahırcık Akdağ Akyazı Alaca Alaybeyi Aşağıcanören Atlıkonak Aynalıkale Başçakmak Başkent Başkurtdere Başovacık Beypınarı Bingöze Çamlıca Çatak Çavdarlı Çavuşoğlu Çıkrıklı Çiğdemli Dağdagül Demirgeçit Düztoprak Eğerti Elmalı Emrecik Eskipolat Eşkinkaya Gelinkaya Geyik Güllüce Halilkaya Kabaktepe Kahramanlar Kapılı Karakale Kavaklıdere Kayapa Kızılkale Kumluyazı Kuşçu Kuzgun Kuzuluk Ocak Ömertepe Özbilen Paşayurdu Rizekent Sarıyazla Sırlı Sorkunlu Söğütlü Taşpınar Tebrizcik Toprakkale Üçköşe-Bucak Merkezi Yeşilova Yoncalık Yukarıcaören
ILUCA KAPLICALARI:Ilıca Kaplıcaları suları içerisinde karbon hidrojen maddeler taşıdığı için Dünyaca ünlüdür. Kaplıca Sularının Özellikleri: Sıcaklık: 39.4 CToplam sertlik: 38 fransKalaviyet 32.3Görünüş berrak renk, hafif sarı, koku yok, tortu azSodyum iyonu 112Mg./Lt.Magnezyum iyonu 47.4 Mg./Lt.Demir ve Aliminyum 3.6Mg./Lt.Klor iyonu 1403.3 Mg./Lt.Hidrokarbon 1970.3Mg./Lt.Akım değeri 6 Lt/SnBu kaplıcaların suları Mide, Bağırsak, Karaciğer, Safra Kesesi, beslenme bozuklukları ve romatizma hastalıklarına olumlu etki etmektedir. Ilıca ilçesi Erzurum İstanbul karayolu üzerinde ve İl Merkezine 15 Km. mesafededir.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 30.328 Şehir Nüfusu: 12.909 Köy Nüfusu: 17.419 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 63 Yüzölçümü(km2): 1.702 İl'e uzaklığı (km): 14
Köyleri: Ağcakent Ağören Ağzıaçık Ahırcık Akdağ Akyazı Alaca Alaybeyi Aşağıcanören Atlıkonak Aynalıkale Başçakmak Başkent Başkurtdere Başovacık Beypınarı Bingöze Çamlıca Çatak Çavdarlı Çavuşoğlu Çıkrıklı Çiğdemli Dağdagül Demirgeçit Düztoprak Eğerti Elmalı Emrecik Eskipolat Eşkinkaya Gelinkaya Geyik Güllüce Halilkaya Kabaktepe Kahramanlar Kapılı Karakale Kavaklıdere Kayapa Kızılkale Kumluyazı Kuşçu Kuzgun Kuzuluk Ocak Ömertepe Özbilen Paşayurdu Rizekent Sarıyazla Sırlı Sorkunlu Söğütlü Taşpınar Tebrizcik Toprakkale Üçköşe-Bucak Merkezi Yeşilova Yoncalık Yukarıcaören
HORASAN
TARİHİ DURUMU :Horasan, Doğuyu Batıya bağlayan eski ipek yolu üzerinde bulunan ve M.Ö. 4000 yılına kadar uzanan bir geçmişe sahip olup, Büyük Roma,Asur, Urartu, Med, Pers Devletlerinin istilalarına uğramış, milattan sonraki dönemde ise, Sasani, Arap ve Bizans hakimiyetinde kalmış, bu devletler arasındaki savaşlarda bu günkü Horasan'ı içine alan bölge sürekli el değiştirmiştir.1071 Malazgirt Savaşıyla birlikte Selçukluların Bizans,Gürcü ve Ermeni krallıklarına karşı kesin üstünlükleri sağlanmaya başlandı ve Doğu Anadolu' nun zaptı başlamış oldu.Bu süreçte İran Horasan' ından gelen Türk toplulukları o zamana kadar ismi ÜSKÜHAT olan yere Horasan ismini vererek burada yerleşmişler böylece Horasan bir Türk şehri olmaya başlamıştır.Erzurum ve civarında Osmanlı hakimiyeti 1514 yılında yapılan Çaldıran Seferiyle kurulmuş ve Horasan, Erzurum Sancağı Pasinler Kazasına bağlı 16 köyden ibaret bir Osmanlı Nahiyesi olmuştur.1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sırasında, Ahmet Muhtar Paşa kumandasındaki ordu her ne kadar kısmi başarılar elde ettiyse de Horasan - Köprüköy - Pasinler hattı Rus işgali altına girdi ve ordu Erzurum hattına çekildi.1917 yilmda Rusya'da meydana gelen ihtilal uzerine Rus'lar, işgal ettikleri yerleri Ermenilere bırakarak bölgeden çekildiler.Rusların çekilmesinden sonra Doğu illerini kurtarmak üzere harekete geçen ordumuz Kazım Karabekir Paşa komutasında 12 mart 1918 de Erzurum' u kurtarmıştır.Horasan' ın Ermeni zulmünden kurtuluşu ise 25 mart 1918 tarihine tekabül eder.Horasan İlçesi, Cumhuriyet devrinde Pasinler İlçesine bağlı Zanzak (Akçataş) nahiyesinin bir koyü iken 1940 yılında nahiye merkezi şimdiki Horasan'a nakledilmiş ve 30 köy bağlanmıştır.4Aralik 1953' de 6191 sayılı kanunla ilçe olmuştur.
COĞRAFİ DURUM:Horasan İlçesi Pasinler ovasının doğusunda Aras nehrinin kenarında kurulmuştur. Yüzölçümü 1669 Km2’ dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1530 metredir. İlçenin doğusunda Sarıkamış,güneydoğusunda Eleşkirt,güneyinde Karayazı,batısında Köprüköy ve kuzeyinde Narman İlçeleri ile çevrili olup,İlçenin toprakları genel olarak Aras nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan geniş düzlüklerle, kuzey ve güneyden çevrili tatlı eğilimli çıplak geniş sırtlardan meydana gelmiştir. İlçe Kars, Iğdır, Ağrı illerine giden yolların kesiştiği uluslararası karayolunun üzerinde kurulmuştur. Horasan ilçesinde sert bir karasal iklim hüküm sürmektedir. Yazlar kısa ve sıcak, kışlar 5-6 ay gibi uzun ve soğuk geçer. Kar genellikle 1 Kasım -15 Nisan tarihleri arasında yağar. İlçenin en önemli akarsuyu Aras Nehri’ dir. İlçenin bazı kesimlerinden gelip Aras nehrine katılan Zars Çayı, Serküllü Çayı belli başlı akarsularındandır. Horasan İlçesinin nüfusu merkez 16.151, köyler 29.436 olmak üzere toplam 45.587’ dir. Horasan İlçe merkezine 77 köy bağlıdır. Köylerimize bağlı 18 mezra bulunmaktadır. Toplam meskun yer sayısı 96 dır. İlçe merkez Belediyesi içerisinde 10 mahalle vardır. Köyler genellikle küçük ve dağınıktır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 45.587 Şehir Nüfusu: 16.151 Köy Nüfusu: 29.436 Köy Sayısı: 77 Yüzölçümü(km2): 1669 Rekım(m): 1530 İl'e uzaklığı (km): 81
KÖYLERİ Ağıllı Akçataş Akçatoprak Alagöz Aliçeyrek Aras-Bucak Merkezi Ardı Arpaçayır Aşağıaktaş Aşağıbademözü Azapköy Bahçeköy Bulgurlu Çamlıkale Çamurlu Çayırdüzü Çiftlikköy Dalbaşı Danışment Değirmenler Dikili Döllek Dönertaş Eğertaşlar Gerek Gündeğer Güzelyayla Hacıahmet Hacıhalil Harçlı Hasanbey Haydarlı Hızardere Hızrılilyas Iğırbığır İğdeli İncesu Kadıcelal Kalender Karabıyık Karacaören Karaçuha Kaynarca Kemerli Kepenek Kırık Kırkdikme Kırkgözeler Kırklar Kızılca Kızlarkale Küçükkonak Kükürtlü Mollaahmet Mollamelik Pınarköy Pirali Pirhasan Saçlık Sekman Şeyhyusuf Tahirhoca Tavşancık Teknecik Yarboğaz Yaylacık Yazılıtaş Yeşildere Yeşilöz Yıldıran Yukarıbademözü Yukarıhorum Yukarıtahirhoca Yürükatlı
COĞRAFİ DURUM:Horasan İlçesi Pasinler ovasının doğusunda Aras nehrinin kenarında kurulmuştur. Yüzölçümü 1669 Km2’ dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1530 metredir. İlçenin doğusunda Sarıkamış,güneydoğusunda Eleşkirt,güneyinde Karayazı,batısında Köprüköy ve kuzeyinde Narman İlçeleri ile çevrili olup,İlçenin toprakları genel olarak Aras nehri boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan geniş düzlüklerle, kuzey ve güneyden çevrili tatlı eğilimli çıplak geniş sırtlardan meydana gelmiştir. İlçe Kars, Iğdır, Ağrı illerine giden yolların kesiştiği uluslararası karayolunun üzerinde kurulmuştur. Horasan ilçesinde sert bir karasal iklim hüküm sürmektedir. Yazlar kısa ve sıcak, kışlar 5-6 ay gibi uzun ve soğuk geçer. Kar genellikle 1 Kasım -15 Nisan tarihleri arasında yağar. İlçenin en önemli akarsuyu Aras Nehri’ dir. İlçenin bazı kesimlerinden gelip Aras nehrine katılan Zars Çayı, Serküllü Çayı belli başlı akarsularındandır. Horasan İlçesinin nüfusu merkez 16.151, köyler 29.436 olmak üzere toplam 45.587’ dir. Horasan İlçe merkezine 77 köy bağlıdır. Köylerimize bağlı 18 mezra bulunmaktadır. Toplam meskun yer sayısı 96 dır. İlçe merkez Belediyesi içerisinde 10 mahalle vardır. Köyler genellikle küçük ve dağınıktır.
İLÇENİN GENEL DURUMU : Toplam Nüfusu: 45.587 Şehir Nüfusu: 16.151 Köy Nüfusu: 29.436 Köy Sayısı: 77 Yüzölçümü(km2): 1669 Rekım(m): 1530 İl'e uzaklığı (km): 81
KÖYLERİ Ağıllı Akçataş Akçatoprak Alagöz Aliçeyrek Aras-Bucak Merkezi Ardı Arpaçayır Aşağıaktaş Aşağıbademözü Azapköy Bahçeköy Bulgurlu Çamlıkale Çamurlu Çayırdüzü Çiftlikköy Dalbaşı Danışment Değirmenler Dikili Döllek Dönertaş Eğertaşlar Gerek Gündeğer Güzelyayla Hacıahmet Hacıhalil Harçlı Hasanbey Haydarlı Hızardere Hızrılilyas Iğırbığır İğdeli İncesu Kadıcelal Kalender Karabıyık Karacaören Karaçuha Kaynarca Kemerli Kepenek Kırık Kırkdikme Kırkgözeler Kırklar Kızılca Kızlarkale Küçükkonak Kükürtlü Mollaahmet Mollamelik Pınarköy Pirali Pirhasan Saçlık Sekman Şeyhyusuf Tahirhoca Tavşancık Teknecik Yarboğaz Yaylacık Yazılıtaş Yeşildere Yeşilöz Yıldıran Yukarıbademözü Yukarıhorum Yukarıtahirhoca Yürükatlı
HINIS
TARİHİ DURUMU :Hınıs İlçesinin tarihi kesin olmamakla beraber İlçenin Kuruluş tarihi M. Ö. 1400 Yılına dayanmaktadır. Uzun süre İranlıların hakimiyetinde kalan İlçe, daha sonra Bizanslıların eline geçmiş 1071 Malazgirt Zaferi ile Türk hakimiyetine geçmiş, daha sonra tekrar İranlıların eline geçen Hınıs Osmanlı İmparatorluğunun büyüme döneminde Türk hakimiyetine girmiştir.Kısa bir süre Rus işgalinde kalmış ise de 14 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılarak vatan topraklarına katılmıştır.
COĞRAFİ YAPI: İlçemiz Doğu Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. İdari Yönden bağlı olduğumuz Erzurum İlinin Güneyinde yer almakta olup, İl Merkezine 150 Km Asfalt yapımı tamamlanmış yolla bağlıdır. İlçemizin Doğusunda Karaçoban İlçesi, Güneyinde Varto ve Bulanık, Batısında Varto ve Tekman İlçesi, Kuzeyinde Tekman ve Karayazı ilçeleri vardır. İlçemizin yüzölçümü l799 Km2 olup, rakımı 1720 metredir. İlçemizin arazi yapısı ise şöyle çizilebilir. Etrafı dağlarla çevrili olup, orta kısım ise engebeli ovadır. Genel olarak sert karasal bir iklim sürmektedir. Kasım-Aralık ayları arası kışın en şiddetli geçtiği zamandır. Bu sure içerisinde sıcaklığın – 40’a kadar düştüğü ve kar kalınlığının 25-30 Cm olduğu görülmektedir. Bu kış şartlarında özellikle dağlık kesimdeki köy yollarının ulaşımı zaman zaman durmaktadır. Devlet Hizmetlerinin köylere gitmesi zorlaşmaktadır. İlçemiz deprem kuşağı üzerinde olup, 1959-1966 yıllarında iki büyük deprem geçirmiş ve bu depremlerden 1966 yılında 123 kişinin öldüğü tespit edilmiştir. İlçemizdeki önemli dağlar, Bingöl ve Hamurpert olup, önemli akarsuları Haftrenk çayı, Ambarcı deresi çayı, Kilise deresi çayı, Nacaran çayı, Kolhisar ve Halilçavuş çaylarıdır. Bingöl dağları üzerinde irili ufaklı 100 kadar göl mevcuttur.
İDARİ DURUM :İlçe Erzurum İl’ ine bağlı olup, doğuda Karaçoban, güneyinde Muş İline bağlı Varto ve Bulanık, batısında Varto ve Tekman, kuzeyinde Tekman ve Karayazı İlçeleri ile çevrilidir. İlçede l İlçe Belediyesi ve Halilçavuş beldesi Belediyesi olmak üzere 2 belediyelik mevcuttur. 11 mahalle, 8l köy, 73 mezra olarak yerleşim birimi mevcuttur.
SOSYAL DURUM :Hınıs deprem kuşağında olup, 1959-1966 yıllarında iki büyük deprem geçirdiğinden özel sektörün konut alanında anlamlı yatırımı olmayıp, şahsi konutlarda deprem korkusuyla ancak kendi ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yapılmaktadır. Ancak son yıllarda olumlu gelişmeler olup, modern binalar yapılmaktadır. Köylerde ise, konutlar kış bölgesi olduğundan yığma binalar olup, ekonomik yaşayışın gereği olarak ahırlarla yan yana bazen iç içedir. Köylerdeki konutlar sağlık koşullarına pek uygun değildir. İlçede Kamu görevlileri büyük ölçüde konut sıkıntısı çekmemektedir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 1966 yılında meydana gelen deprem nedeniyle hak sahibi vatandaşlara 240 Afet Konutu yapılmış ve hak sahiplerine dağıtılmıştır. İlçemizde vatandaşlar ağır bir yaşam kavgası vermektedirler. Evinden işine, işinden evine gitmektedir. Köyler düzeyinde genel olarak hayvancılıkla uğraş olduğundan bu uğraşta zaten kişinin boş zamanı kalmamaktadır. Çok az köyümüzde kahve vardır. İlçe merkezinde canlı bir sosyal yaşamın unsurları olan tiyatro, mesire yerleri vs. bulunmamaktadır. İlçe merkezinde Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde l kapalı spor salonu faaliyette olup, Yaz Spor Okulunda 47 sporcu faaliyet göstermiş, gençlik kampına toplam 23 öğrenci gönderilmiştir. Kapalı spor salonunda voleybol, basketbol, masa tenisi sporları yapılmaktadır.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 53.950 Şehir Nüfusu: 31.132 Köy Nüfusu: 19.618 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 81 Yüzölçümü(km2): 1799 Rakım (m): 1720 İl'e uzaklığı (km): 150
KÖYLERİ : Acarköy Akbayır Akçamelik Akgelin Akgöze Akören Alaca Alagöz Alınteri Alikırı Altınpınar Arpadere Avcılar Başköy Bayırköy Bellitaş Beyyurdu Burhanköy Çakmak Çamurlu Çatak Çilligöl Dağçayırı Demirci Derince Dervişali Dikili Divanhüseyin Elbeyli Elmadalı Erence Esenli Göller Güllüçimen Gürçayır Güzeldere Hayran Ilıca İsmail Kalecik Karaağaç Karabudak Karamolla Kazancı Ketenci Kızılahmet Kısmusa Kongur Meydanköy Mezraa Mollacelil Mollakulaç Mutluca Ortaköy Ovaçevirme Ovakozlu Parmaksız Pınarköy Saltepe Sıldız Söğütlü Sultanlı Suvaran Şahabettinköy Şahverdi Şalgamköy Tanır Tapuköy Taşbulak Tellitepe Tipideresi Toprakkale Toraman Uluçayır Uyanık Ünlüce Yamanlar Yaylakonak Yelpiz Yeniköy Yeşilyazı Yolüstü
COĞRAFİ YAPI: İlçemiz Doğu Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. İdari Yönden bağlı olduğumuz Erzurum İlinin Güneyinde yer almakta olup, İl Merkezine 150 Km Asfalt yapımı tamamlanmış yolla bağlıdır. İlçemizin Doğusunda Karaçoban İlçesi, Güneyinde Varto ve Bulanık, Batısında Varto ve Tekman İlçesi, Kuzeyinde Tekman ve Karayazı ilçeleri vardır. İlçemizin yüzölçümü l799 Km2 olup, rakımı 1720 metredir. İlçemizin arazi yapısı ise şöyle çizilebilir. Etrafı dağlarla çevrili olup, orta kısım ise engebeli ovadır. Genel olarak sert karasal bir iklim sürmektedir. Kasım-Aralık ayları arası kışın en şiddetli geçtiği zamandır. Bu sure içerisinde sıcaklığın – 40’a kadar düştüğü ve kar kalınlığının 25-30 Cm olduğu görülmektedir. Bu kış şartlarında özellikle dağlık kesimdeki köy yollarının ulaşımı zaman zaman durmaktadır. Devlet Hizmetlerinin köylere gitmesi zorlaşmaktadır. İlçemiz deprem kuşağı üzerinde olup, 1959-1966 yıllarında iki büyük deprem geçirmiş ve bu depremlerden 1966 yılında 123 kişinin öldüğü tespit edilmiştir. İlçemizdeki önemli dağlar, Bingöl ve Hamurpert olup, önemli akarsuları Haftrenk çayı, Ambarcı deresi çayı, Kilise deresi çayı, Nacaran çayı, Kolhisar ve Halilçavuş çaylarıdır. Bingöl dağları üzerinde irili ufaklı 100 kadar göl mevcuttur.
İDARİ DURUM :İlçe Erzurum İl’ ine bağlı olup, doğuda Karaçoban, güneyinde Muş İline bağlı Varto ve Bulanık, batısında Varto ve Tekman, kuzeyinde Tekman ve Karayazı İlçeleri ile çevrilidir. İlçede l İlçe Belediyesi ve Halilçavuş beldesi Belediyesi olmak üzere 2 belediyelik mevcuttur. 11 mahalle, 8l köy, 73 mezra olarak yerleşim birimi mevcuttur.
SOSYAL DURUM :Hınıs deprem kuşağında olup, 1959-1966 yıllarında iki büyük deprem geçirdiğinden özel sektörün konut alanında anlamlı yatırımı olmayıp, şahsi konutlarda deprem korkusuyla ancak kendi ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yapılmaktadır. Ancak son yıllarda olumlu gelişmeler olup, modern binalar yapılmaktadır. Köylerde ise, konutlar kış bölgesi olduğundan yığma binalar olup, ekonomik yaşayışın gereği olarak ahırlarla yan yana bazen iç içedir. Köylerdeki konutlar sağlık koşullarına pek uygun değildir. İlçede Kamu görevlileri büyük ölçüde konut sıkıntısı çekmemektedir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 1966 yılında meydana gelen deprem nedeniyle hak sahibi vatandaşlara 240 Afet Konutu yapılmış ve hak sahiplerine dağıtılmıştır. İlçemizde vatandaşlar ağır bir yaşam kavgası vermektedirler. Evinden işine, işinden evine gitmektedir. Köyler düzeyinde genel olarak hayvancılıkla uğraş olduğundan bu uğraşta zaten kişinin boş zamanı kalmamaktadır. Çok az köyümüzde kahve vardır. İlçe merkezinde canlı bir sosyal yaşamın unsurları olan tiyatro, mesire yerleri vs. bulunmamaktadır. İlçe merkezinde Gençlik ve Spor Müdürlüğü bünyesinde l kapalı spor salonu faaliyette olup, Yaz Spor Okulunda 47 sporcu faaliyet göstermiş, gençlik kampına toplam 23 öğrenci gönderilmiştir. Kapalı spor salonunda voleybol, basketbol, masa tenisi sporları yapılmaktadır.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 53.950 Şehir Nüfusu: 31.132 Köy Nüfusu: 19.618 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 81 Yüzölçümü(km2): 1799 Rakım (m): 1720 İl'e uzaklığı (km): 150
KÖYLERİ : Acarköy Akbayır Akçamelik Akgelin Akgöze Akören Alaca Alagöz Alınteri Alikırı Altınpınar Arpadere Avcılar Başköy Bayırköy Bellitaş Beyyurdu Burhanköy Çakmak Çamurlu Çatak Çilligöl Dağçayırı Demirci Derince Dervişali Dikili Divanhüseyin Elbeyli Elmadalı Erence Esenli Göller Güllüçimen Gürçayır Güzeldere Hayran Ilıca İsmail Kalecik Karaağaç Karabudak Karamolla Kazancı Ketenci Kızılahmet Kısmusa Kongur Meydanköy Mezraa Mollacelil Mollakulaç Mutluca Ortaköy Ovaçevirme Ovakozlu Parmaksız Pınarköy Saltepe Sıldız Söğütlü Sultanlı Suvaran Şahabettinköy Şahverdi Şalgamköy Tanır Tapuköy Taşbulak Tellitepe Tipideresi Toprakkale Toraman Uluçayır Uyanık Ünlüce Yamanlar Yaylakonak Yelpiz Yeniköy Yeşilyazı Yolüstü
ÇAT
TARİHİ DURUMU :Çat İlçesi XVIII Asrın başlarında Osmanlı Sipahileri Tarafından İlçeye 17 Km uzaklıkta bulunan Yavi Kasabası civarında kurulmuş XIX. Asrın başlarında Dersim tarafından gelen Türk Aşiretleri ile birleşmişlerdir.Birinci Dünya Savaşından sonra Kığı İlçesine bağlanmış daha sonra coğrafi konumu sebebiyle Tercan İlçesine bağlanmıştır.Yavi Bucak Merkezi iken 1936 yılında Aşağıçat Köyü İlçe Merkezi olmuş, 1939 yılında idari bağlılığı değiştirilerek Aşkale ilçesine bağlanmıştır.1946 yılında Oyuklu Köyü adı altında Erzurum İline bağlanmıştır.1954 yılında ise Oyuklu Köyü Çat adı altında İlçe merkezi haline dönüştürülmüştür.
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 27.104 Şehir Nüfusu: 8.131 Köy Nüfusu: 18.973 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 41 Yüzölçümü(km2): 1386 İl'e uzaklığı (km): 52 KÖYLERİ: Ağaköy Aşağıçatköy Babaderesi Bağlıca Bardakçı Başköy Bayındır Bozyazı Budaklar Çayırtepe Çirişli Çukurçayır Değirmenli Elmapınar Göbekören Gökçeşeyh Gölköy Hatunan Işkınlı Kaplıca Karabey Karaca Karaşeyh Köseler Kumaşlı Kurbanlı Mollaömer Muratçayırı Parmaksız Saltaş Sarıkaşık Sarıkaya Soğukpınar Söbeçayır Şeyhhasan Taşağıl Tuzlataşı Tüysüz Yarmak Yaylasuyu Yukarıçat
İLÇENİN GENEL DURUMU :Toplam Nüfusu: 27.104 Şehir Nüfusu: 8.131 Köy Nüfusu: 18.973 Belde Sayısı: 1 Köy Sayısı: 41 Yüzölçümü(km2): 1386 İl'e uzaklığı (km): 52 KÖYLERİ: Ağaköy Aşağıçatköy Babaderesi Bağlıca Bardakçı Başköy Bayındır Bozyazı Budaklar Çayırtepe Çirişli Çukurçayır Değirmenli Elmapınar Göbekören Gökçeşeyh Gölköy Hatunan Işkınlı Kaplıca Karabey Karaca Karaşeyh Köseler Kumaşlı Kurbanlı Mollaömer Muratçayırı Parmaksız Saltaş Sarıkaşık Sarıkaya Soğukpınar Söbeçayır Şeyhhasan Taşağıl Tuzlataşı Tüysüz Yarmak Yaylasuyu Yukarıçat
AŞKALE
TARİHİ DURUMU :Konumu itibariyle, doğu illerini batıya ve kuzeye bağlayan yolların kesiştiği noktada yer alan ve tarihi açıdan eski bir yerleşim yeri olan Aşkale, tarihi boyunca çeşitli kavimlerin ve milletlerin istilasına uğramış ve otuz beş kez el değiştirmiştir. Bugünkü ismini Türk devresinde alan Aşkale' nin tarihi, MÖ 1700 yılında Hititler' le başlamış, 1081 yılında Türkler' in , Çaldıran Savaşı (1514) ile de Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine girmiştir. DÜNDEN BUGÜNE AŞKALE :Coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca 35 defa el değiştiren ilçe 3 Mart 1918 Tarihinde Rus işgalinden kurtarılmış, 1938 de ilçe olan Aşkale ülkemizin en işlek yollarından biri olan E-80 karayolu ile doğuyu batıya, D-100 karayolu ile kuzeyi güneye bağlayan yolların ilçede kesişmesinin yanı sıra tren yolu ile de doğuyu batıya bağlamaktadır.İlçe sert kara ikliminin etkisi altındadır.2000 genel nüfus sayımında ilçe merkezi 16634, köy ve beldeleri ile beraber toplam nüfusu 33216 olan ilçeye bağlı merkez belediye, Kandilli ve Yeniköy belediyesi olmak üzere 3 belediye teşkilatının yanı sıra 10 u merkeze bağlı olmak üzere toplam 76 muhtarlıkla idari teşkilatlanmasını kurmuş olan ilçenin 4.ncü Zırhlı Tugayı, Meslek Yüksekokulu, Çimento Fabrikası, Alçı Fabrikası ve birçok Kamu Kurum ve Kuruluşunu barındırması sosyal yapıyı dinamik bir hale getirmekle ilçemizde değişik sosyal grupların buluşmasına vesile olmuştur.Bu durum bir bakıma ülke mozaiği görünümü verilmektedir.
KÖYLERİ: Abdalcık Akören Altıntaş Ardıçyayla Bağırsak Ballıtaş Bozburun Büyükgeçit Çatalbayır Çayköy Köyü Çiftlik-Bucak Merkezi Dağyurdu Dallı Demirkıran Dereköy Düzyurt Eyüpoğlu Gökçebük Güllüdere Gümüşseren Güneyçam Gürkaynak Hacıbekir Hacıhamza Hatuncuk Haydarhacı Kapıkale Karabıyık Karahasan Karasu Kavurmaçukuru Koçbaba Koşapınar Kurtmahmut Küçükgeçit Küçükova Kükürtlü Merdiven Merkez Çatören Merkez Gölören Mezra Musadanışman Nahiyeçatören Ocaklı Ortabahçe Ovacık Özler Pırnakapan Saptıran Sarıbaba Sazlı Taşağıl Taşlıçayır Tazegül Tecer Tepsicik Tokça Topalçavuş Tosunlu Tozluca Turaç Yayla Yaylayolu Yaylımlı Yumruveren
KÖYLERİ: Abdalcık Akören Altıntaş Ardıçyayla Bağırsak Ballıtaş Bozburun Büyükgeçit Çatalbayır Çayköy Köyü Çiftlik-Bucak Merkezi Dağyurdu Dallı Demirkıran Dereköy Düzyurt Eyüpoğlu Gökçebük Güllüdere Gümüşseren Güneyçam Gürkaynak Hacıbekir Hacıhamza Hatuncuk Haydarhacı Kapıkale Karabıyık Karahasan Karasu Kavurmaçukuru Koçbaba Koşapınar Kurtmahmut Küçükgeçit Küçükova Kükürtlü Merdiven Merkez Çatören Merkez Gölören Mezra Musadanışman Nahiyeçatören Ocaklı Ortabahçe Ovacık Özler Pırnakapan Saptıran Sarıbaba Sazlı Taşağıl Taşlıçayır Tazegül Tecer Tepsicik Tokça Topalçavuş Tosunlu Tozluca Turaç Yayla Yaylayolu Yaylımlı Yumruveren
ERZURUM VALİSİ BULUT: '2011 ÇALIŞMALARI NORMAL PROGRAMINDA SEYREDİYOR
Erzurum'da Düzenlenecek Olan 25. Dünya Üniversitelerarası Kış Spor Oyunları'nın Hazırlıkları ile İlgili Herhangi Bir Sıkıntının Olmadığı ve Çalışmaların Ağır Yürütüldüğü Gerekçesiyle Fisu'nun Türkiye'yi Uyardığı Şeklindeki İddiaların Asılsız Olduğu Açıklandı. Erzurum'da Düzenlenecek Olan 25. Dünya Üniversitelerarası Kış Spor Oyunları'nın Hazırlıkları ile İlgili Herhangi Bir Sıkıntının Olmadığı ve Çalışmaların Ağır Yürütüldüğü Gerekçesiyle Fisu'nun Türkiye'yi Uyardığı Şeklindeki İddiaların Asılsız Olduğu Açıklandı. Erzurum'da düzenlenecek olan 25. Dünya Üniversitelerarası Kış Spor Oyunları'nın hazırlıkları ile ilgili herhangi bir sıkıntının olmadığı ve çalışmaların ağır yürütüldüğü gerekçesiyle FİSU'nun Türkiye'yi uyardığı şeklindeki iddiaların asılsız olduğu açıklandı. 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Spor Oyunları (Üniversiad) ile ilgili çalışmalar hakkında basını bilgilendirmek amacıyla kahvaltılı basın toplantısı düzenlendi. Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne ait Palandöken Kayak Merkezi'nde 2011 Kış Spor Oyunları Koordinatörü Yunus Akgül, Erzurum Valisi Sami Bulut, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, Gençlik ve Spor İl Müdürü Fatih Çintımar ile birlikte çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Toplantıda ilk söz alan Vali Sami Bulut, geçen hafta Belgrad'da Uluslararası Üniversiteler Spor Federasyonu (FİSU) heyetinin karşısına çıkarak çalışmalarla ilgili bilgi verdiklerini belirtti. Erzurum'daki çalışmaların normal program çerçevesinde yürütüldüğünü bildiren Vali Bulut, her hangi bir aksaklığın veya gecikmenin söz konusu olmadığını söyledi. Bulut, yatırımlarla ilgili bütün projelerin tamamlandığını ve Kasım ayı içerisinde teker teker ihale edileceğini belirterek, Nisan 2009'da ise ilgili müteaahit firmalara yer tesliminin yapılarak inşaatlara başlanacağını açıkladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'de 2011 Üniversiad'e hükümetin tam destek verdiğini ve tesislerin zamanında bitirilmesi için tüm imkanlarını seferber ettiğine dikkat çekerek, bu konuda kimsenin endişeye kapılmamasını istedi. Başkan Küçükler, son günlerde '2011 Üniversiade'nin Erzurum'dan alınacağı ve Türkiye'de yapılmayacağı' yönünde bazı gazeteler tarafından ortaya atılan iddiaların asılsız olduğuna dikkat çekerek, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını açıkladı. - KOORDİNATÖR AKGÜL: ''ERZURUM'DA UNİVERSİAD BÜROSU KURACAĞIZ'' - Üniversiad Koordinatörlüğü'ne atandıktan sonra Erzurum'a ilk kez gelen Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı 2011 Üniversiad Genel Koordinatörü Yunus Akgül de, kalan süreyi daha iyi kullanacaklarını ve kaybedecek vakitlerinin olmadığını söyledi. Palandöken Dağı'ndaki tesislerle ilgili projelendirme çalışmalarının tamamlandığını, Kasım ayında yapılacak ihalelerin ardından inşaatlara başlanacağını açıkladı. İnşaatların 2009 yılının Nisan ayında ilgili müteahit firmalara yer teslimi yapıldıktan sonra hızla yürütüleceğini kaydeden Akgül, çalışmalarda herhangi bir aksaklık olması için herhangi bir sebebin bulunmadığını da kaydetti. Akgül, Türkiye'nin Karadeniz Oyunları ile İzmir'deki Yaz Spor Oyunları'nın organizasyonunda gösterdiği başarıyı Erzurum'da da göstereceğine inandığını ifade etti. - ÜNİVERSİAD SPORCU SAYISINI ARTIRACAK - Palandöken'de yapılacak tesisler ve gerçekleştirilecek organizasyonla sporcu sayısında da önemli artış yaşanacağını belirten Akgül, kış sporlarına olan ilginin daha da artacağını bildirdi. Üniversiad'ın Erzurum ve Türkiye için çok önemli olduğuna dikkat çeken Akgül, "Bugün İstanbul'da düzenlemek üzere Olimpiyatlara talibiz. Talip olunca da bize 'Bugüne kadar hangi büyük organizasyonu yaptınız?' diye soruyorlar. Onun için bu tür organizasyonlar Türkiye açısından da büyük önem taşıyor. Ayrıca, Üniversiad tarihinde sadece 3 tane madalya alan Türkiye, İzmir Yaz Spor Oyunları'nda 27 tane madalya aldı. Bu da şunu gösteriyor; bu tür organizasyonlar sporcu sayısını arttırıyor ve Türkiye'nin spordaki başarısının dahada artmasını sağlıyor. Erzurum'da da inşallah yeni madalyalar alacağız. Bunun için de hızlı bir şekilde hızlı bir şekilde federasyonlar vasıtasıyla yetenekli sporcuları keşfedip gelişmiş ülkelere gönderip eğitimden geçirerek yarışacak hale getireceğiz." şeklinde konuştu. Gençlik ve Spor İl Müdürü Fatih Çintimar ise, Üniversiad için Erzurum'da da sporcu yetiştirmeye çalıştıklarını belirterek, özellikle buz sporlarında anlaştıkları iki Çinli antrenörü Erzurum'a getirttiklerini bildirdi. Öte yandan Üniversiad icra kurulununun ilk toplantısını Erzurum'da yapacağı açıklandı. İcra Kurulu, Cumhuriyet Bayramı sonrası Erzurum'da toplanarak yapılan tesisler ve çalışmalarla ilgili son gelişmeleri değerlendirecek.
Erzurumda dünyanın en yüksek yedinci botanik parkı
Erzurum Atatürk Üniversitesi, deniz seviyesinden 1850 metre yüksekteki kent merkezine Ata Botanik Parkı’nı kurdu. Üç yıllık çalışmayla hazırlanan parkta Doğu Anadolu’ya has özel bitkiler, ağaçlar koruma altına alındı.
Kışın hava sıcaklığının sıfırın altında 33 dereceye kadar düştüğü Erzurum’da, ıhlamur ağacı bile yetiştirildi. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Ata Botanik Parkı’nın dünyanın en yüksek rakımlı yedinci parkı olduğunu söyledi.
Erzurum- Erzincan karayolunun başlangıç noktasındaki Atatürk Üniversitesi kampusu kavşağından başlayan yaklaşık 350 dönüm arazi botanik parkına ayrıldı. Bu alanın ilk aşamada 100 dönümü kullanıldı. Drenaj, otomatik sulama, aydınlatma ve otopark çalışmaları yapıldı. Park geçen hafta Erzurum Valisi Sami Bulut, Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mükerrem Kaya’nın katıldığı törenle açıldı.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Avrupa’da kişi başına 20 metrekare olan yeşil alanın, Erzurum’da 1 metkare olduğunu hatırlattı. Binlerce bitki çeşidiyle yeni bir yaşam alanı oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Parkta yerel bitki örneklerinin yanı sıra egzotik bitki türleri, bölge şartlarına dayanıklı meyve ağaçları da bulunuyor. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz, ağaçlar ve bitkilerin büyük bir bölümünün, ilk kez şiddetli bir kış geçirdiğini ve bahara sağlıklı olarak merhaba dediklerini söyledi. Ziyaretçilere sürprizler hazırladıklarını belirtti. Prof. Dr. Yılmaz “Parkı akademik personel, öğrencileriyle omuz omuza vererek gerçekleştirdi” dedi.
Kışın hava sıcaklığının sıfırın altında 33 dereceye kadar düştüğü Erzurum’da, ıhlamur ağacı bile yetiştirildi. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Ata Botanik Parkı’nın dünyanın en yüksek rakımlı yedinci parkı olduğunu söyledi.
Erzurum- Erzincan karayolunun başlangıç noktasındaki Atatürk Üniversitesi kampusu kavşağından başlayan yaklaşık 350 dönüm arazi botanik parkına ayrıldı. Bu alanın ilk aşamada 100 dönümü kullanıldı. Drenaj, otomatik sulama, aydınlatma ve otopark çalışmaları yapıldı. Park geçen hafta Erzurum Valisi Sami Bulut, Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mükerrem Kaya’nın katıldığı törenle açıldı.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Avrupa’da kişi başına 20 metrekare olan yeşil alanın, Erzurum’da 1 metkare olduğunu hatırlattı. Binlerce bitki çeşidiyle yeni bir yaşam alanı oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Parkta yerel bitki örneklerinin yanı sıra egzotik bitki türleri, bölge şartlarına dayanıklı meyve ağaçları da bulunuyor. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz, ağaçlar ve bitkilerin büyük bir bölümünün, ilk kez şiddetli bir kış geçirdiğini ve bahara sağlıklı olarak merhaba dediklerini söyledi. Ziyaretçilere sürprizler hazırladıklarını belirtti. Prof. Dr. Yılmaz “Parkı akademik personel, öğrencileriyle omuz omuza vererek gerçekleştirdi” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)